Atom bombasının mucidi fizikçi Dr. J. Robert Oppenheimer'ın 1965 de bir TV kanalında yaptığı konuşması.Hint Mitolojisinde kutsal sayılan Bhagavat Gita'dan bir bölüm aktaran Dr. Oppenheimer pişmanlığını gizleyememiştir.
2 Ağustos 1939'da, II. Dünya Savaşı'nın başlamasından hemen önce
Albert Einstein, dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Franklin D.
Roosevelt'e yazdı. Einstein ve diğer bazı diğer bilim adamları
Roosevelt'i, Nazi Almanyası'nın uranyum-235 üzerinde yaptığı saflaştırma
çalışmaları hakkında bilgilendirdi. Bundan kısa bir süre sonra Birleşik
Devletler Hükümeti, "Manhattan Projesi" (The Manhattan Project)
üzerinde ciddi bir şekilde düşünmeye başladı. Özetle, Manhattan
Projesi'nin temel amacı, kullanılabilir bir atom bombası oluşturmak için
araştırma yapmak oldu.
Zenginleştirilmiş Uranyum Yapmak
Atom bombası yapımında karşılaşılan en önemli sorun, zincirlemereaksiyonu sürdürmeye yetecek bol miktarda "zenginleştirilmiş" uranyum
üretimi oldu. O zamamlar, uranyum-235'i çıkarmak çok zor bir işlemdi.
Aslında, uranyum metalinden uranyum metaline dönüşüm oranı her 500
birimde 1 birimdir. Bunun yanı sıra, uranyum madeninden ayrıştırılan
uranyum metalinin %99'u, atom bombası yapımında kullanılamamaktadır.
Bunun yanı sıra, işe yarayan U-235 ile hiçbir işe yaramayan U-238 birer
izotop olduğundan, kimyasal yapıları birbirleri ile neredeyse aynıdır. O
güne kadar kullanılan alışılagelmiş kimyasal ayrıştırma yöntemlerinin
hiç biri, bu iki kimyasalı ayrıştırmak için kullanılamazdı. Sadece
mekanik ayrıştırma kullanılarak bu iki kimyasalın ayrıştırılması
mümkündü.
Oak Ridge, Tennessee'de çok büyük bir uranyum zenginleştirme
laboratuarı kuruldu. Kolombiya Üniversitesi'nden Harold Urey ve
arkadaşları, gazlı yayılım ilkelerini kullanarak bir çıkarım yöntemi
icat ettiler. Kiklotronun mucidi olan ve Berkeley'de bulunan Kaliforniya
Üniversitesi'nde öğrenim gören Ernest Lawrance ise bu iki izotopun
manyetik olarak ayrıştırılabilmesine olanak tanıyan bir yöntemi icat
etti.
Daha sonra, bir gaz merkezkacı kullanılarak, daha hafif olan
U-235'in, daha ağır ve bölünmesi mümkün olmayan U-238'den
ayrıştırılmasını sağladı. Tüm bu işlemler tamamlandığında geriye, atomun
parçalanmasından oluşan bu konseptin tümünü test etmek kalmıştı.
Robert Oppenheimer - Manhattan Projesi
1939'dan 1945'e kadar geçen 6 yıllık Manhattan Projesi süresince, 2milyar dolardan daha fazla para harcandı. Uranyumu iyileştirmek ve
çalışan bir atom bombasının yapımını takip etmek için, zamanın en iyi
akılları görevlendirilmişti. Atomun gücünü ortaya çıkaran insanlar
arasında yer alan Robert Oppenheimer, projenin tasarlanmasından
sonuçlanmasına kadar projede yer aldı.
Atom Bombası adındaki "Alet"i Test Etmek
Sonunda, yapımı sırasında "Alet" kod adı verilen atom bombasının,savaşa son verecek kadar yıkıcı olup olmadığını test edecek gün gelip
çatmıştı. Los Alamos'takiler, 1945 yazının ortasında artık farklı bir
güne uyandıklarından henüz haberdar değillerdi.
Saat 16 Temmuz 1945 günü saat 5:29:45'te, New Mexico'nun kuzeyinde
yer alan Jemez Dağları'nın eteklerinden göğe doğru beyaz bir ışık
hüzmesi içinde "Alet", Atom Çağı'nın da başladığının habercisi oldu.
Patlama sonucu ortaya çıkan ışık bir süre sonra turuncu rengini aldı.
Atomik bir ateş topu, saniyede 110 metre hızla göğe doğru yükselirken
önce kırmızı rengini aldı ve daha sonra rengini kaybetti. Mantar şeklini
alan radyoaktif bir toz bulutu, 9 km kadar göğe yükseldi. Bulutun
altında kalan tek şey ise, kimyasal tepkimenin ısısı sonucu oluşan yeşil
renkli radyoaktif cam parçaları idi.
Patlama sonucu ortaya çıkan ışığın kuvveti, sabahın erken ışıklarını
aniden aydınlattı. O kadar ki, patlamanın yakınlarındaki bölgede
yaşayanlar, o gün güneşin iki kez doğduğunu söylerler. Hatta 190
kilometre ötede yaşayan ve gözleri görmeyen bir kızın bile ışığı gördüğü
söylenir.
Patlamaya tanıklık eden bilim adamlarının patlamaya yönelik farklı
tepkileri oldu. Isidor Rabi, insanoğlunun üzerinde yaşadığı dünyaya
tehdit oluşturmaya başlaması durumunda doğanın dengesinin bozulacağından
korktu. Robert Oppenheimer her ne kadar projenin başarısından mutlu
olsa da, Bhagavat Gita'da
yer alan "Ben, dünyaların mahvedicisi olan ölümün kendisi oldum."
sözlerini söylerken, Test Direktörü Ken Bainbridge'in ise Oppenheimer'a,
"Artık hepimiz birer orospu çocuğu olduk." dediği söylenir.
Sonuçları gördükten sonra katılımcıların bir kısmı, oluşturdukları bu
canavarı ortadan kaldırmak için imza toplamaya başladılar ancak onların
bu istekleri bekledikleri karşılığı bulmadı. New Mexico'da yer alan
Jornada del Muerto bölgesi, dünyada atom bombasının atıldığı ilk ve son
yer olmayacaktı.
Manhattan Projesi'nin Anahtar Ekibi
Manhattan Projesi altında Atom Bombası'nı icat eden bilim adamlarınınarasında Robert Oppenheimer, David Bohm, Leo Szilard, Eugene Wigner,
Otto Frisch, Rudolf Peierls, Felix Bloch, Niels Bohr, Emilio Segre,
James Franck, Enrico Fermi, Klaus Fuchs ve Edward Teller yer aldı.
Einstein'ın Roosevelt'e yazdığı ve Manhattan Projesi'nin başlamasına
neden olan mektubun bir kopyasını aşağıda görebilirsiniz.