AIDS Nedir? Bütün Dünyaya Nasıl Yayıldı?

0

 

HIV ve AIDS'in tek ve aynı şey olduğunu düşünebilirsiniz çünkü genelde ikisinden aynı anda bahsedilir fakat bu yanlıştır! Bağlantılı olsalar da HIV ve AIDS tamamen farklı şeylerdir ve aralarındaki farkı bilmek önemlidir:
  • HIV insanlarda enfeksiyona sebep olan bir virüstür. Bağışıklık sisteminize saldırarak düzgün çalışmasını engeller ve sizi çok hasta eder. HIV'in açılımı (human immunodeficiency virus) ''insan bağışıklık yetmezlik virüsü'' anlamına gelir ve bu AIDS'e de yol açan virüstür.
  • AIDS çok ciddi bir tıbbi durumdur ve birçok farklı hastalığı kapsar, çünkü HIV vücudunuzun diğer enfeksiyonlarla savaşma yeteneğini köreltir. AIDS ise "edinilmiş bağışıklık yetersizliği sendromu" anlamına gelir.

HIV nasıl bir virüstür?

HIV'nin yapısı aşağıdaki gibidir.
 

Görselde de görüldüğü gibi virüsün merkezinde iki adet birbirinin aynı, tek iplikli RNA bulunur. Virüs enfekte ettiği hücrede bu RNA'lardaki bilgi sayesinde kendini aşağıda anlatılacağı şekilde kopyalayarak çoğaltmaya başlar. Bu merkezin çevresi çeşitli lipid ve proteinden oluşan elemanlarla sarılmış durumdadır.

HIV nasıl enfekte eder?

 Virüsün dışını çevreleyen kollara benzeyen protein yapılar, enfekte edilecek hücreye virüsün bağlanmasını ve merkezindeki RNA'sını aktarmasını sağlar. Bu sayede virüs işgal ettiği hücre elemanlarının yardımıyla kendisini hızla kopyalayarak çoğaltmaya başlar. Bunu kendi sahip olduğu RNA'dan reverse transkriptaz enzimi ile bir DNA üretip bu DNA'yı işgal ettiği hücrenin orjinal DNA'sına ekleyerek yapar. Sonrasında yeni hücreleri enfekte etmek için yoluna devam eder.

AIDS Bütün Dünyaya Nasıl Yayıldı?

 AIDS Bütün Dünyaya Nasıl Yayıldı?

Genetik incelemeler, HIV krizinin ilk olarak Kongo, Kinşasa’da kök saldığını gösteriyor. Fotoğrafta, hastalığın salgın boyutlarına ulaştığı 1995’te Kinşasa’daki bir AIDS kliniği görülüyor.

Ebola salgını yaygınlaşırken, çok daha öldürücü bir hastalığın kökenine dair yeni bir bilgi ortaya çıktı.  Science dergisinde, AIDS’e neden olan HIV virüsünün soyağacıyla ilgili tedirgin edici olduğu kadar yol gösterici de olan bir makale yayımlandı: Araştırmaya göre Afrika’da, özellikle de Kinşasa’da 20’nci yüzyılın ortalarında başlayan modernleşme, bu hastalığın tüm dünyaya yayılmasında kritik bir rol oynadı. Söz konusu araştırma, virüsün teknik olarak nasıl bulaştığı kadar salgınlara yön veren sosyal dinamiklerin anlaşılmasının da ne kadar önemli olduğunun altını çiziyor.
Oxford Üniversitesi’nden evrim biyoloğu ve enfeksiyon hastalıkları uzmanı Oliver Pybus, “HIV virüsünün diğer türlerden insana nasıl geçtiği üzerine çok detaylı çalışmalar yapıldı,” diyor. “Ama sorulması gereken asıl soru, virüsün bir türü evrensel olarak yayılırken diğerlerinin neden yerel kaldığı.”
Pybus ve meslektaşları, Orta Afrika’daki 814 insandan son 30 yılda toplanan HIV genomlarını inceleyerek bu soruya yanıt aradı. Karşılaştırdıkları tüm DNA setlerini virüsün evrim ağacını yeniden kurgulamak için kullandılar ve HIV’in salgın haline gelmeden önceki belirsiz tarihinde geriye doğru giderek bir sonuca vardılar. Araştırmaya göre, o dönem Zaire’de, bugünse Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde bulunan ve  virüsün ortaya çıktığı yer olan Kinşasa kenti, virüsün tüm dünyaya yayılmasında önemli bir rol oynadı. 
HIV Kinşasa’dan yayıldı
Son bulgular, HIV-1 M grubu küresel salgınının Kinşasa’da 1920’lerin başında ortaya çıktığını ve ilk olarak demiryolu ve nehir ulaştırma ağlarıyla Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Kongo’ya yayıldığını gösteriyor.  

Bilim insanları HIV virüsünün insanlara 20’nci yüzyılın başlarında geçtiğini biliyor. Bunun nedeninin de virüsü büyük olasılıkla Orta Afrikalı avcıların şempanze ve diğer primatlardan kapmaları olduğu düşünülüyor. Üstelik bu yalnızca bir kez yaşanmadı: HIV-1 ve HIV-2 türleri de dahil farklı HIV virüsleri bölgedeki insanlara birkaç kez bulaştı. 

Virüs HIV-1, M ve O adlı viral grupları içeriyor. Şu anda hastalığın yol açtığı küresel enfeksiyonların kaynağı yüzde 90 oranında M grubu. HIV taşıyan insanlarda da tipik olarak bu tür görülüyor. O grubu ve HIV-2 enfeksiyonlara neden olsa da coğrafi olarak orta ve batı Afrika’da yoğunlaşıyor. Diğer türler ise nadir görülüyor ya da tamamıyla ortadan kalkmış durumda.  Araştırmacılar, örneklerinin nereden toplandığını bildiği için, 19. yüzyılın ortalarına denk düşen kritik bir yol ayrımı saptadı ve HIV’in coğrafi ve evrimsel rotalarını tahmin edebildi. 1960'lardaki yol ayrımından önce, O ve M grupları benzer oranlarda yayılıyordu. Ancak sonrasındaysa M grubu patlama yaptı.  

Enfeksiyon sayısı kısa zamanda üçe katlandı ve virüsün yayıldığı alan da Kongo Havzası’na ulaştı. Yaptıkları incelemelerde araştırmacılar bunun nedeninin Kongo’nun sömürge dönemine ait ulaştırma sisteminin hızla büyümesi olduğunu söylüyor. 

Milyonlarca ücretli işçi, Kongo’nun kentleri arasında karayolu, nehir ve demiryolu araçlarını kullanarak yollara düşmüştü. Çoğu erkekti ve seks işçiliği artmaya başlamıştı. M grubu virüsler yolları tutmuş, Kinşasa’nın ticaret merkezinden Kongo Nehri’nin ağzındaki limanlara ve bölgenin ücra köşelerindeki kentlere seyahat ediyordu. Virüsün diğer kıtalara yayılması an meselesiydi. Örneğin 1960’ların başında evlerine dönen işçiler, virüsü Haiti’ye taşımış olabilir. 

Bazı araştırmacılar M grubu virüsün özünde bulaşıcı olduğunu söylerken, diğerleri de kentleşme ve sağlık kliniklerinde seks işçileri için kullanılan sterilize edilmemiş iğnelere işaret ediyor. Viral adaptasyon göz ardı edilemese de yeni inceleme, toplumsal faktörlerin öneminin altını çiziyor.   

 AIDS nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri ve tedavi şekilleri nelerdir?
Hastalıkların salgın hale gelmesini önlemeye odaklanan koruma grubu EcoHealth Alliance’ın başkanı, çevrebilimci Peter Daszak, “Eğer izole virüs yayılım vakalarının gelecekte küresel salgın hale gelmesini engellemek istiyorsak, bu türden bir araştırmaya ihtiyacımız var,” diyor.

Daszak’a göre tarım, sanayi, ulaştırma, yerleşme ve ticaret alanlarında büyüyen  kalkınma hamlelerine daha iyi sağlık hizmetleri ve hastalık taramasının yanı sıra insan faaliyetlerinin patojenlerin yayılmasını ve evrimini nasıl etkilediğine dair daha derin bir farkındalığın eşlik etmesi gerekli. 

“Büyük soru, hastalığın oluşması ve gelişmesinde bu tekrar eden yapıyla ilgili bizim bir tür olarak ne yaptığımız” diyor Daszak. 

 Referanslar,

http://www.nationalgeographic.com.tr/makale/kesfet/aids-butun-dunyaya-nasil-yayildi/1260 

video youtube, Nucleus Medical Media

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.
Yorum Gönder (0)
Our website uses cookies to enhance your experience. Learn More
Accept !