Video Türkce altyazılıdır.videonun altındaki altyazıya tıklayınız !!
Plasebo Nedir?
Plasebo etkisi, farmakolojik olarak etkisiz bir ilacın telkine dayalı bir etki ortaya çıkarma halidir. Latince kökenli bir kelime olup hoşnut etmek anlamına gelir .İlaç, vücuda ağız, burun veya enjeksiyon yolu ile verilebilir.
Aslında plasebonun fiziksel anlamda tedaviye yönelik bir gücü yoktur. Sahip olduğu tedavi
gücünü tamamen hastanın verilen ilacın işe yarayacak ilaç olduğunu
düşünmesinden alır. Plasebo, tıbbın bilimsel olarak açıklayamadığı bir
yöne: insanların istemeleri halinde kendi kendilerini iyileştirme gücüne yöneliktir.
Tıbbi olarak kurtulma ihtimali zayıf görülen birçok hasta, basitçe ölüm
istatistiklerine girmekten bu güç sayesinde kurtulmuş, tıbbın çözüm
bulamadığı kanserin tedavisinde çoğunlukla yüksek moral ve iyileşme azmi
tesirli olmuÅŸtur.
İşte plasebo yeterince azmi olmayan fakat tıbben
tedavisi de bulunmayan hastalıkların "bu ilaç sana çok iyi gelecek ama
senin de çabalaman lazım" sözleri ile pazarlanan çaresidir.
Bazı zamanlar ise hiçbir hastalığı bulunmayan ama doktor kapıları aşındıran "Hastalık Hastalarının" tek reçeteli ilacıdır.
Plasebo, gayrı resmi yazışma dilinde ve halk arasında faydalı tıbbi içeriğinin bulunmadığını ifade etmek için bazen "şeker hapı" olarak da adlandırılır.[4]
Bu konuyla ilgili çok ilginç bir deney, Turin Üniversitesinden Fabrizzio Bendetti tarafından gerçekleştirilmiştir.
Deneyde,
deneğin acıya maruz bırakılıp daha sonra acının morfin vasıtasıyla
dindirildiği birkaç günden sonra, yeniden acıya maruz bırakılan deneğe
bu sefer morfin yerine tuzlu su enjekte edildiğinde, tuzlu suyun acıyı
geçirdiğini, ertesi gün tuzlu suyun içine morfini bloke eden nalokson
maddesi eklendiğinde ise o hap nasıl bi şeydi öyle, bıçak gibi kesti demeler. Yok o doktordan Allah razı olsun demelerin hiç bir şekilde geçmediğini gösteriyor.[1]
Hap şeklindeki ilaçlardansa, vücuda enjekte edilen ilaçlarla
yapıldığında derecesi artan etki. Hap yerine şeker vermektense, imkan
varsa su falan enjekte etmek daha iyi oluyor araştırmalara göre...
Hayatımızdan bir kücük örnek verecek olursak,cok duyarız aslında,
Hastalık hastası Ninelerimiz olur.Böyle bir yerim ağrısın da benimle ilgilensinler, doktora falan gideyim diye ilgi ister kafasında,günlerce ayağım ağrıyor,başım ağrıyor vs. doktora gidelim derler.Doktora götürülür.Ve Doktor birsey bulamaz hastada.Ama Hekim yine de ağrısı geçsin diye kas gevşeticidir, ağrı kesicidir vs recete yazar genede.2-3 günlük ilaci verirsiniz.Sonra bu psikolojikmi deyip ögrenmek isterseniz gidip marketten bonbon alıp deneyebilirsiniz.Sonra size
"Ay yavrum o hap nasıl bir şeydi öyle, bıçak gibi kesti ağrıyı demeler, o doktordan Allah razı olsun demeler"vs.
1979 da Ellen Langer bir hafta süren bir deney yaptı. 75 yaşında bir
grup insan seçildi, bunlar bir hafta bir bakım evinde kalacaklardı. ama
yanlarında 1959 tarihinden sonraya ait herhangi bir resim, gazete, dergi
veya kitap getirmeleri yasaktı.
Katılımcılardan 1959 yılındaymış
gibi davranmaları istendi, yani yaşlarının 55 olduğu dönemde ki gibi . o
zaman ki gibi giyinmeleri, hareket etmeleri istendi. kimlik
kartlarındaki resim 50li yaşlarındaki resimdi. herşey, çevre, kahve
fincanları, dergiler onların 55 yaşlarındaki yıla aitti.
Bu bir
hafta süresince 20 yıl öncesinin olaylarını konuşmaları istendi. sanki
emekli olmamış gibi eski işilerini şimdi yapıyormuş gibi konuştular.
Ellen Langer “zihni yapı” teorisine göre bizim düşünce ÅŸeklimiz doÄŸrudan
fiziksel yaşlanma sürecimizi etkiliyordu. deneyin sonunda da tam bu
gözlendi. deneye başlamadan önce katılımcıların fiziksel dayanma
güçleri, algılama, kısa dönem hafızaları, bilinç durumları, duruşları
ölçüldü. bir haftalık deneyden sonra bu özelliklerinin hepsinde gelişme
olduğu gözlendi. Görme yeteneklerinde bile %10 iyileşme görüldü. Fiziksel görünümlerinde 3 yıllık bir gençleşme ortaya çıktı...[3]
"Son yıllarda yeni ilaçlarla ilgili gayet önemli sonuçlar veren bir çok
değerli araştırma, dergi editörlerinin deney sonuçlarını
incelediklerinde placebo
etkisini fazla düşük bulmaları ve bu nedenle de araştırmanın
sonuçlarına güvenmemeleri sebebiyle yayınlanmamakta, sayısız cesur
araştırma gün ışığı göremeden tıp fakültelerinin nemli mahzenlerinde
çürüyüp gitmektedir."[5]
Plasebo hatalı bir tercüme sonucundamı ortaya çıktı?
Zeburda yer alan mezmurlardan birinin latince tercümesi sırasında "i
will walk" anlamına gelen kısmının "i shall please" olarak çevrilmiştir
ve bunun latincesi de placebodur. 13. yüzyılda ölüler için akşam
dualarının/ilahilerinin söylendiği bu dini hizmetin adı da bu kelime ile
başladığı için plasebo adını almıştır. Bu tören sırasında bazı kişiler
ölenlerin yakınlarından daha fazla ödül almak için bu duayı yakarır
dururlarmış. Bu kişilerin sahte davranışı da plasebo olarak
adlandırılmış.
etimolojik bir bakış açısı,
"Ortaçağda, cenazelerine fazladan ihtişam katmak isteyenler, 114.
ilahiyi söyletmek için bir keşiş ekibi kiralardı. Özellikle ilahinin son
cümlesi, dünyadan ayrılışın dramını daha da arttırırdı. serbestçe
çevirecek olursak: 'yaşayanların dünyasında efendimizi memnun edeceğim.'
keşiş ekibi kiralamak tuzlu bir işti ama değiyordu. ağıtçıların ölenle
bir alakaları yoktu doğal olarak. Bir çeşit sahte ölü yakınları olarak
üzülmüş görünmeye çalışırlardı. bu tür ticari rahiplere, söz konusu
ilahide en sık kullanılan kelimeye imayla, latincede 'memnun edeceğim'
anlamına gelen placebo denilirdi. [6]
Plasebo kelimesinin şimdiki anlamının
bu 'sahte ağıt'tan mı yoksa 'memnun etmek'ten mi geldiği bilinmiyor
ancak her ikisiyle de alakalı bir kelime olduğu kesin."
Hatta 16. yüzyılda plasebo yağcılık, dalkavukluk ile
eşanlamlı olarak yazılı literatüre de geçmiştir.
Daha sonra
plasebonun ilk kullanımı şeytan çıkarma sırasında kişilerin içine
gerçekten şeytan girip girmediğini veya numara yapıp yapmadığını
öğrenmek için kutsal su yerine normal su vermek, kişilere sahte dini
objeler göstermek gibi uygulamalardır.
Daha sonra ikinci dünya
savaşı sonrası randomize klinik çalışmaların yaygınlaşmasıyla birlikte
tıptaki kullanımı günümüzdeki uygulamaların temellerini oluşturmuştur.
Kaynaklar,
1.https://www.newscientist.com/article/mg18524911-600-13-things-that-do-not-make-sense/
2.traut, e. f., & passarelli, e. w. (1957) placebos in the treatment
of rheumatoid arthritis and other rheumatic conditions. annals of the
rheumatic diseases, 16,18-22.
3. https://harvardmagazine.com/2010/09/the-mindfulness-chronicles
4. https://tr.wikipedia.org/wiki/Plasebo_etkisi
5.william cheesecake, "the effects of incessant
telephone harassment and sleep deprivation on the productivity of
foolish journal editors who refuse to publish my research papers",
journal of mediocre scientists, summer 2003
6. https://books.google.de/books?id=ypA7PVahQkgC&pg=PT25&lpg=PT25&dq=catholic+encyclopedia+1911.placebo&source=bl&ots=sEGLp78EP8&sig=SawehxodrVMHrpFVkAfvnCW-LYg&hl=de&sa=X&ved=0ahUKEwiH6s3Yo9jaAhUD1SwKHc0BAiQQ6AEISDAE#v=onepage&q=catholic%20encyclopedia%201911.placebo&f=false
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.