Özellikle çocukluk dönemlerinizde veya herhangi bir platformda Youtube veya sohbetlerde veya internette vs.fenomen olan bu cümle bir şekilde bir yerden kulağınıza gelmiştir. Belki o zamanlar sorgulamamışsınızdır fakat şimdi şöyle biraz düşündüğünüzde bu olayın koskoca bir yalandan ibaret olduğunu hemen anlayabilirsiniz.
Gezegenimiz Dünya’nın Güneş’e uzaklığı ortalama 150 milyon (tam olarak 149,597,870) km’dir. Bu rakam “ortalama“dır çünkü, yörüngemiz elips biçiminde olduğu için ülkemizde kış yaşandığı dönemlerde Güneş’e uzaklığımız 147 milyon kilometre iken, yaz başlarken 152 milyon kilometre uzakta yer alırız. Aradaki fark tam 5 milyon kilometredir.
bu ölçülen rakamlar sabit mi?
Dünyamız, her yıl yaklaşık olarak 15 cm kadar Güneş’ten uzaklaşır. Yani, yukarıda verdiğimiz ortalama uzaklık değeri her yıl 15 cm artar. Bu da şu anlama geliyor: 80 yıl yaşayan bir insan, ömür süreci boyunca Güneş’ten 12 metre uzaklaşır.
Güneş’ten uzaklaşmamızın birkaç sebebi var: Öncelikle, Güneş çekirdeğinde nükleer reaksiyonlarla enerji üretiyor. Bu enerji üretimi, kütlesinin sürekli azalması demektir. Ayrıca, Güneş rüzgarları yoluyla da sürekli bir kütle kaybı söz konusu.
bu kütle kaybı Güneş’in zayıflamasına ve kütle çekim gücünün çok hafif biçimde azalmasına neden olur. Kütle çekim gücü azalan Güneş, gezegenimizi az da olsa daha zayıf biçimde çekeceğinden, açısal momentumunu koruması gereken Dünya yavaşça Güneş’ten uzaklaşır.[1]
Madem Mars ve Venüs de güneşin yaşam kuşağının içinde yer alıyor, o halde niçin bunlar yaşama elverişli değiller?
Venüs gezegeni atmosferinin içerdiği sera gazları yüzünden olağanüstü bir küresel ısınmaya maruz kalmış ve yüzey sıcaklığı 450 derecenin üzerine kadar yükselmiştir. Atmosferi de dünyadan çok ama çok daha kalın ve yoğundur, yüzeyindeki atmosfer basıncı denizin 1 km altındaki basınçla eşit düzeydedir. Aşırı sıcaklık ve hayvani basınç nedeniyle burada elbette yaşam mümkün olamaz. Ayrıca çok yavaş döndüğünden, venüs'ün bir manyetik alanı oluşmadığı için güneşin zararlı ışınlarına ve atmosferi aşındırıcı etkisine açıktır.Venüs dünya gibi dönebilseydi ve daha ince bir atmosferi olsaydı, bugün ortalama hava sıcaklığı 32-33 derece olan tropik bir gezegen olabilirdi.[2]
Mars ise küçük ve çelimsiz bir gezegen olduğundan, ısıyı tutacak kalınlıkta bir atmosfere sahip olamamıştır. Var olan atmosferini de atmosferden saymak (dünyanın binde biri) epey ayıp kaçacağı için üzerinde ne bir damla su kalmıştır, ne de yaşama dair herhangi bir iz.
Atmosfersizlikten dolayı tahmin edeceğiniz gibi gündüzleri ortalama -20, geceleri ise -90 derecelerde gezer sıcaklık. Gerçi hakkını yemeyelim, ekvatorda öğle saatlerinde hava sıcaklığı kısa süreler için +20 derecelere kadar yükselir.
Mars biraz daha,kalın bir atmosferi tutabilicek kadar büyük olabilseydi, şu anda ortalama yüzey sıcaklığı 4-6 derece olan serin fakat yaşanabilir bir gezegen olacaktı.
Mars topraklarında nitratlar bulamıyoruz, ”dedi Catling. “Yeryüzündeki tüm yaşam Azot kullanır. Proteinlerde, [Azot], hayatı bir arada tutan yapısal bir elementtir. Yaşam nitrojeni doğrudan havadan alır ve nitratlar oluşturmak için toprağa koyar. Ancak Mars'ta nitratları görmüyoruz. Bu, nitrojen yerine [asteroidal ve cometary] etkileri veya Mars'ın düşük yerçekimi ile uzaya fırlatıldığını gösterir.
Gezegen bilimcisi David Catling"Marsta organik bir molekül bulunamadı "diyor.
Seattle Üniversitesi'nden Washington Üniversitesi'ndeki bir gezegen bilim adamı olan David Catling, "Mars yaşamı konusunda bilimsel olarak agnostik durumda olduğunu söylüyor. . “Eğer hayat mevcut olsaydı, yaşam belirtileri olurdu. Yağmurda bir torba kömürü bıraksanız, oksijen açısından zengin atmosferimizde bile, hala bir süre izleri kalırdı"dedi.[3]
Kaynaklar,
1.https://www.newscientist.com/article/dn17228-why-is-the-earth-moving-away-from-the-sun/
2.https://en.wikipedia.org/wiki/Life_on_Venus
3.https://www.forbes.com/sites/brucedorminey/2012/11/15/5-reasons-mars-may-never-have-seen-life/#44ec27fa15c9