Mu Kıtası Gerçekten Varmıydı?
İlk olarak İngiliz subay ve gezgin James Churchward'ın Tibet'te yaptığı araştırmalara dayanan ve bunlar hakkında yazdığı 5 adet kitabına konu edilmiştir. Churchward, Hindistan
tapınaklarında bulduğu yazı tabletlerini oradaki rahiplerden on iki
yılda öğrendiği Naga Maya dili ile tercüme ederek elde ettiğini
açıkladığı efsaneye göre Büyük Okyanus'ta, Asya ve Amerika arasında ve Avustralya'dan
birkaç misli büyüklükteydi, yüksek bir uygarlığa ulaştıktan sonra
günümüzden yaklaşık 12.000 yıl önce bir deprem ya da tufan sonucu yok
olmuştu.
Continental drift-Sürüklenen kıtalar?
Genç meteoroloji uzmanı, fizikçi ve kutup araştırmacısı Alfred Wegener'ın fikri ile 1912 yılında kurulan jeoloji bilimi ilk başta hiçbir ilgi ve destek göremedi. Azmin sonunda ise, levha tektoniği teorisi ile Almanların dünya imajını bir anda değiştirdi.Güney Amerika'nın doğu kıyısı ve Afrika'nın batı kıyısı bir puzzle ın iki parçası gibi birbirine uyuyordu. Birçok bilim adamı, gerçekçi haritalar olduğundan beri bunu kabul etmişti. Parçalandı ve parçalar şimdiki yerine bir süperkıtadan koparak dünya geneline yayıldı: Ama 1910 yılında ilk Alfred Wegener araştırdı ve kıtaların kaymasının bir nedeni olması gerektiğini düşündü. Ve bunun ispatlarını bulmaya calıştı.
O zaman 31 yaşında olan meteoroloji uzmanı, fizikçi ve kutup araştırmacısının tezlerine tepkiler olumsuzdu. Kıtaların değişmez ve kopamaz doktrinine inanan bazı profesörler, Wegener'le alay bile etti. Takip eden yıllarda teorisini kanıtlamak için yoğun bir şekilde çalıştı. "O zamanlarda bunu kanıtlaması zordu çünkü o zamanki Teknoloji henüz yeterli degildi,"diyor Bremerhaven Kutup ve Deniz Araştırmaları Alfred Wegener Enstitüsü (AWI) den jeofizikçi Wilfried Jokat.
İspat için kanıt arama
Bilim tarihçisi Reinhard Krause'ye göre, Wegenerle alay edilmesi ve reddedilmesi onu hiç etkilemedi.Aksine, onu dahada kamçıladı. “Başından beri teorisinin doğru olduğuna ikna olmuştu ve bunu ciddiye aldığını söyledi: "Mücadelemde tartışmak ve tezlerimi desteklemek için daha iyi ipuçları bulmalıyım." Wegener konuya derinlemesine gitti. Krause'ye göre Wegener, yer bilimlerinin Kopernik'i olarak tanımlanabilir. "Wegener dünyadaki imajımızı değiştirdi." dedi.
Wegener hangi argümanlara sahipti?
Kıtaların okyanus tabanlarından daha hafif bir malzemeden olduğunu ve buzdağları gibi davrandığını varsaydı. Bunun bir kanıtı İskandinavya örneğiydi. Buzul döneminde buzulların ağırlığı nedeniyle ülke battı ve şimdide denizden yavaş yavaş yükseliyor. Farklı kıtalardaki flora ve faunadaki konkordaneler, Wegener'ın kıta kayması tezini destekledi. Dünyanın birçok yerinde sadece tropik sularda meydana gelmiş birikintiler var, bu kıtaların göçünün açık bir göstergesiydi. Ancak Wegener, nedensel güçler hakkında fazla bir şey bilmiyordu.
Ancak, Wegner'in muhalifleri, kendi pozisyonlarında kalmış kıtalar ile kopanlar arasında ülke köprülerinin var olması gerektiği hakim görüşten yola çıkmıştı, aksi halde konu ispatlanamayacaktı. Bu ülke köprüler suya gömüldü.
Sonuçta, modern bilimsel araştırma yöntemleri sonunda Wegener teorisini destekledi. Çok hassas ölçüm teknikleriyle, kıtaların, yerkabuğunun bir kaç milimetre ile hareket etmeleri, katı toprak kabuğunun altındaki kuvvetlerin termal konveksiyonu ile hareket ettikleri gösterilebilir. Örneğin Atlantik, genişliyor, orta Atlantik sırtında ise yeni okyanus tabanı inşa ediyor. Kıtasal plakaların buluştuğu yerlerde, kıvrımlar ortaya çıktı. Alpler buna bir örnektir.
ispatlar Wagnerin ölümünden sonra geldi.
Çarpışma bölgelerinde kaya da derinliğe itilir (dalma bölgeleri). Burada düzenli depremler oluşuyor, yeterince volkan bulunuyor. Pasifik'in etrafındaki yangın kemeri buna bir örnektir. Afrika kıtası Doğu Afrika siperlerinde yavaş yavaş parçalanıyor. Ancak, bu süreç milyonlarca yıl sürüyor, bu yüzden hassas bir ölçüm teknolojisi olmaksızın insan yaşamındaki değişimleri zorlukla algılayabiliyoruz.
Wegener, Grönland seferi sırasında 1930'da öldü. Hayatı boyunca teorisi için savaştı. Son onay, sadece teknik imkanların mevcut olduğu 60'larda yapıldı.
Naacal Tabletleri
Naacal Tabletleri, insan uygarlığının yaratılmasıyla ilgili ayrıntılı kökten hikayeleri tasvir eden bir dizi taş tablettir. Naacal Tabletlerden elde edilen bilgilerin insanlık tarihi üzerindeki çarpıcı etkilerini iddia eden çok sayıda kişiye rağmen, bu tür taşların hiçbir zaman fiziksel arkeolojik kanıtları olmamıştır. bkz.[6]
Bunu destekleyen Fosil ispatlarına bakalım,
Fosillerde bu bağlantıları doğruluyor bilimsel olarak.Burdan resim galerisinden bakabilirsiniz.bkz[7]
Kıtasal sürüklenmenin gerçekleştiği fikri, esas olarak dünyanın farklı köşelerinden keşfedilen fosillerin incelenmesi nedeniyle ortaya çıktı."Fosil" kelimesi Alman bilim adamı Georgius Agricola tarafından, 500 yıldan fazla bir süre önce ortaya çıkmıştır. Aslında orijinal latincesi 'kazılmış' anlamına gelir.[8]
Milattan önce Yunan filozofları fosiller hakkında tartışmış, daha sonra Leonardo da Vinci fosilleri çok detaylı bir şekilde incelemiş,günümüzde Paleontolojinin babası olarak kabul edilmiştir. Ancak, Micrographia'nın yazarı olan ve ilk olarak fosillerin geçmişteki yaşamın delilleri açısından önemini anlayan Robert Hooke idi.bkz[9]
Şimdi Gondwanaland'ın varlığını kanıtlayan fosillere bakalım.
Bir tür eğreltiotu, Glossopteris, Permien'de soyu tükenmeden önce güney yarım kürede ortaya çıkmış ve gelişmiştir.[11]
Jeolog İsrael C White, Brezilya madenlerinde bulunan ve Afrika'da bulunan kömür (fosilleşmiş bitkiler) arasındaki benzerlikleri bulan ilk kişiydi. Onun buluşu, Alfred Wegener'ın 1912'de kıtasal sürüklenme teorisini yayınlamasına yardımcı oldu.[13]
250 milyon yıl önce yasamış sürüngen Lystrosaurus fosilleri: Güney Afrika, Hindistan ve Antarktika'dan kazılıp cıkarıldı: bu nedenle üç kıta varlığının bir kez daha bir araya geldiğinden kuşku duyulmuyor.[10]
Bir başka önemli kanıt, Güney Amerika ve Güney Afrika'da bulunmuş olan Mesosaurus fosilleridir. İki kıta bugün çok geniş bir şekilde Atlas Okyanusu ile ayrılıyor.bkz[12]
Bilimsel olarak çürütülmüştür
Var olan tüm kıtaların daha sonra deniz tarafından yutulmuş olabileceği gerçekten olabilir miydi?
Alman jeofizikçisi Alfred Wegener, fikri 20. yüzyılın başlarında kıtasal sürüklenme teorisiyle (Continental drift) ile bunu reddetti.Levha tektoniği kuramı Mu Kıtası`nın var olmasının imkansız olduğunu ortaya koyar. Levha tektoniği, yer kabuğunu oluşturan yedi büyük levha ile diğer küçük levhacıkların, son birkaç milyon yıldaki büyük ölçekli hareketini tasvir eden kuramdır.Kıtalar mobil olmasına ve yüz binlerce yıl boyunca yavaşça birbirlerinden uzaklaşmasına rağmen kıtasal levhalar okyanusunkine oranla çok daha hafif olduğu için tepesinde yüzer - ve dolaysıyla bir bütün olarak yok olamazdı.
Bilim çevrelerinde levha tektoniği konusundaki bilgi birikimine dayanarak Mu'nun da Atlantis gibi bir efsane olduğu konusunda görüş birliği vardır. Levha tektoniğine göre kıtaları oluşturan SiAl (silisyum/alüminyum) kayalar, okyanus diplerini oluşturan SiMg (silisyum/magnezyum) kayalar üzerinde "yüzerler". Büyük Okyanus dibinde Mu kıtasını kanıtlayacak herhangi bir SiAl kayaya rastlanmamıştır.
Dolaysıyla kıtaların ve Pasifik in yaklaşık 200 milyon yıllık tarihi belgelenmiş oluyor.
Bunu destekleyen Prf.Celal Şengör`ün bu konudaki kısa konuşmasıda mevcut.bkz.[4]
Bu iddiayı ortaya atan tek kişinin olması dini görüşlerinin ağırlıkta olması şüphesini uyandırıyor.Hiçbir bilimsel dayanağı yoktur.
Sonuç olarak günümüz teknolojisine veya daha iyi bir teknolojiye sahip bir medeniyetten arkeolojik kalıntılar olmalıydı.Bu kadar büyük bir kıtadan geriye mutlaka birşeyler kalması gerekirdi.Kopan parçanın suya gömülmeyen tarafında ispatlara ulaşmak için,o günlerde yaşayanların kullandıkları demir paralar,madalyalar vs veya ressamların geride bıraktıkları kalıntılara bakılır. Öyle bir kalıntı bulunamadı.Günümüz teknolojisine yakın veya daha iyi bir kalıntı olmadığı gibi herhangi bir kıta parçasınada rastlanılamadı.Kayıp bir kıtada yok!
Yani Mu, popüler kültürde yaşamaya devam eden efsanevi kıta olarak kalacaktır.
İyide internette su altında piramit resimleri var
birde buna bakın öyle karar verin.
Orjinal resim bu.Bahama adalarında bir otelin akvaryumundan.[kaynak]
Kaynaklar,
1.http://www.badarchaeology.com/lost-civilisations/lost-continents/mu/
2.https://en.wikipedia.org/wiki/Continental_drift
3.https://www.focus.de/wissen/natur/geowissenschaft/kontinentalverschiebung-und-sie-bewegen-sich-doch_aid_698347.html
4.https://www.59saniye.com/mu-kitasi-diye-bir-sey-yok/
5.https://en.wikipedia.org/wiki/Mu_(lost_continent)
6.http://www.fakearchaeology.wiki/index.php/Naacal_Tablets
7.https://www.slideshare.net/Jaehadd/continental-drift-theory-and-seafloor-spreading
8.https://en.wikipedia.org/wiki/Georgius_Agricola
9.https://en.wikipedia.org/wiki/Micrographia
10.https://en.wikipedia.org/wiki/Lystrosaurus
11.https://www.britannica.com/plant/Glossopteris
12.https://en.wikipedia.org/wiki/Mesosaurus
13.https://en.wikipedia.org/wiki/Israel_C._White
14.https://socratic.org/questions/how-does-the-fossil-record-support-the-theory-of-continental-drift