İddia nerden geldi?
Romalılardan günümüze kadar gelmiş hatalı bilgidir.
Romalı bir bilgin olan Gaius Plinius Secundus (M.S. 23-79), Naturalis Historia adlı eserinde bu varsayıma şu şekilde yer vermiştir.Denize bir borudan akar gibi karışan tatlı suyun özellikleri daha da ilginç ve harikadır. Çünkü suda hayret edilecek özellikler vardır. Kendisi daha ağır olan deniz suyu, kendisinden daha hafif olan tatlı suyu üzerinde taşır. Dolayısıyla tatlı su, deniz suyundan hafif olduğu için deniz suyuna karışmaz ve denizin üzerinde yüzer.[1]
Denizlerdeki renk farkı neden?
Okyanusun mavi olmasının nedeni ışığın emilmesi ve saçılmasından kaynaklanmaktadır. Işığın mavi dalga boyları dağınıktır. Gökyüzündeki mavi ışığın saçılmasına benzer.Fakat absorpsiyon, berrak okyanus suyu için saçılmadan çok daha büyük bir faktördür. Kırmızı daha fazla emilir ve mavi daha az emilir, okyanuslar mavi renk alır.
İzdüşüm sırasında, iki farklı kaynaktan gelen su buluşur. Suda asılı parçacıklar varsa, saçılma ve emme işlemini etkileyecektir.Okyanus suyu Planktonlarla doludur,
Plankton nedir?
Plankton (tekil plankter), su sütununda yaşayan ve bir akıntıya karşı yüzemeyen farklı bir organizmalar grubudur. Balıklar ve balinalar gibi birçok büyük su organizmalarına çok önemli bir besin kaynağı sağlarlar.
Bu organizmalar, okyanusların, denizlerin veya tatlı su kütlelerinin pelajik bölgesinde yaşayan sürüklenen hayvanları, protistleri, archaea, algleri veya bakterileri içerir; Plankton, filogenetik veya taksonomik sınıflandırma yerine ekolojik niş tarafından tanımlanır.
Kısaca denizler derinleştikce daha koyu bir renk alır.Dolaysıyla resimde sağ taraftaki koyu renkli deniz daha derin manasına geliyor.Dalgalı olan bölümü ise denizin karaya vuran köşesi gibi düşünebiliriz.Hint okyanusu ve Atlantik okyanusu iki farklı coğrafi bölgeye aittir, bu da onların sıcaklık, tuzluluk, yoğunluk, doğrudan güneş ışığı miktarının tamamen farklı olduğu anlamına gelir. [2]
Görsel telif:Nasa
Bu görselde, mavi alanlar, mor bölgelerin çok düşük olduğu düşük klorofil konsantrasyonlarını göstermektedir. Yeşiller ve sarılar daha yüksek klorofil konsantrasyonlarını gösterir.[3]
Denizler birbirleriyle karışırlar. Ancak iki denizi birleştiren yerlerde bir EŞİK bulunur. Mesela Karadeniz ile boğazlarda böyle eşikler vardır. Aynı şekilde bir eşik de Atlantik ile Akdeniz arasında Cebelitarık boğazında vardır. Eşiklerin altında ve üstünde değişik yönlerde akıntılar bulunur. Bu akıntılar nedeniyle denizler o cıvarda birleşemez gibi görünürlerse da daha sonra birleştikleri ve ortaya çıkan denizin her iki denizden daha farklı salinite ve sıcaklıkta olduğu bugünkü OSEANOGRAFİ bilimince saptanmıştır.
Cebelitarık'tan Akdenize su girişi mevcuttur. Suyuda birbirine geçiyor, canlı türleride birbirine geçiyor. Bununla ilgili olarak Tübitak bir yaz kampı yapmıştı. Bu yaz kampının basına duyurulmasında kullanılan belgenin ikinci sayfasında bundan bahsediyor.[5]
Bununla ilgili bir çalışmanın linkini veriyoruz.Çalışanın özet bölümünde, ilk sayfada, tür geçişinden bahsetmekle beraber, isteyen tamamını okur. Zaten geçiş yapan türlerden birisi hakkında bir çalışmadır.[6]
Milliyet gazetesinde bir haberde Mustafa Kemal Üniversitesi’ne bağlı Su Ürünleri
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Turan, küresel ısınmaya bağlı olarak
Akdeniz’de, bazıları zehirli, 68 yeni balık türü yaşamaya başladığını
söyledi.[8]
Tuzlu su ile tuzsuz (tatlı) suyu birbirine karışmaması [zamanla karışması] bilimsel bir gerçektir. Zira tuzlu olanında tuzun
ağırlığından ötürü tatlı su ile karşılaşıldığında tuzlu su aşağı iner ve
tatlı su yukarı çıkar. Elbette bu ilişki zeytinyağı ve su ilişkisinde
olduğu gibi geçirimsiz değildir ama akıntı ile büyük su kütleleri söz
konusu olduğunda karışma gerçekten minimal düzeyde ve belli bir zaman
geçtikten sonra olur. Akdeniz ile atlas okyanusu'nun da tuz oranları kapalılık, ekvatora yakınlık, buzullar, genişlik
farkı gibi etmenlerden ötürü farklı olduğundan birisinin suyunun
ağırlıktan ötürü aşağı inerken diğerinin suyunun yüzeyde kalması gayet
normaldir. Bunların yanı sıra
gene birisi sıcak diğeri serin iki suyun karşılaşmasına anında
birbirleri arasındaki sıcaklığı eşitleyemeyeceğinden arada geçen zamanda
yine bir su kütlesinin aşağı diğerininde yukarı gitmesi doğaldır ki bu
arada geçen süre devamlı olarak devam eden bir döngüdür. şayet tüm bu
denilenler inandırıcı gelmemekte ise denize akan bir nehrin ağzına
gidiniz ve suyu tadınız. Serin ve de tatlı olan nehir suyunun üstte
kaldığı anlaşılacaktır. 2-3 metre derine dalmaya cesareti olan
kişiler tadarlarsa suyun tuzlandığını göreceklerdir ki bu da deniz
suyudur zaten. Tuz, su içerisinde sadece iyonik olarak çözünür. Bu sebeple denizlerin içerisinde tuz, homojen olmak için sürekli difüzyon eder.
Dünyada karışmayan deniz veya tatlı su yoktur. Hepsi karışır ve yüzey gerilimi sadece bu karışma hızını etkiler. Farklı renkli görüntü ise karışmama değil difüzyon oluşum çizgisidir yani karışımın olduğu nokta.
Denizlerin suları karışıyorsa (yavaş yada hızlı farketmez) neden tatlı yada tuzlu dediğimiz denizler hala mevcut?
Örnek olarak Akdenize giren tatlı su yüzdesi (ırmaklardan) diğer denizlere göre azdır. Ve buharlaşma fazladır ki tuz yine denizde kalır.
Ayrityeten yine Akdeniz örneği.Kıbrıs ismini Cuprum dan alır. Bakır demektir. Bakır mineralleri deniz suyunda çözülerek bakır tuzlarını oluşturur.
Denizlerdeki bu tuzluluk farkı denizler arası akımı sağlar ve Atlantikten giren su, Akdenizde buharlaşarak yine Akdenizin tuz seviyesini korumasını sağlar. Cebelitarıkın dar olması geçen suyun oranına etkidiğinden, tuzluluğunu değiştirmez. Cebelitarık 100 km uzunluğunda olsa idi Akdeniz suyu Atlantik ile aynı tuzluluğa sahip olurdu.
Denizler her daim karışırlar ama her denize giriş yapan tatlı su kaynakları, her denizin buharlaşma oranı ve her deniz tabanındaki tuz kaynakları (mineraller deniz suyu ile reaksiyon vererek tuzlaşırlar) farklı olduğundan denizler bireysel kimliklerini koruyabilirler. Bu sebepten Karadeniz ve Marmara arasındaki boğaz akıntısı bile Marmara ve Karadenizin tuzluluklarını değiştiremiyor yada belirgin bir değişim sergileyemiyor.
Sudaki yüzey gerilimi
Sudaki yüzey gerilimi su moleküllerinin birbirini çekmesinden kaynaklanan ve ilgili su kütlesinin yüzeyinde görülen şeydir. Diyelim ki kütlenin içindeki bir su molekülünü ele aldık. Bu su molekülü her yanındaki su molekülleri tarafından çekilir, sonuç olarak her yöne çekildiği için bu onun için problem olmaz. Halbuki, yüzeydeki su molekülleri sadece iç taraftan çekilirler, zira diğer taraflarında su molekülü yoktur. Bu yüzden yüzeydeki tüm su molekülleri iç tarafa çekilerek yüzeyde bir gerilim oluştururlar. Su damlalarının yuvarlak şekilde olmalarının nedeni budur.
Buradan giderek zaten yüzey geriliminin iki su molekülü arasında yaşanmayacağı ortadadır. Tuz, suyla bileşik oluşturmayacağı için yeni bir molekül ortaya çıkmaz. Dolayısıyla iki su kütlesinin tuzluluk oranlarının anlamı kalmaz. Herhangi iki su kütlesi arasında yüzey gerilimi oluşmaz.
Yüzey gerilimi su moleküllerinin birbirine çekim kuvveti uygulamasından oluşur. Yani tuzlu ya da tuzsuz su molekülleri birbirini çeker. Tuz, molekülü değiştirmez, o sadece çözünmüştür, bileşik oluşturmamıştır.
Akışkanlar mekaniği ve kütle tranferi bilgilerimize dayanarak teoride de karşılaşan su kütlelerinin her zaman karıştığını söylememiz gerekir.
Dünyada karşılaşıp da birbirine karışmayan su kütlesi gözlenmemiştir.Bu durum teoride olduğu kadar pratikte de çürütülmüştür. Uydu fotoğrafları da bunu onaylıyor.
Küresel ısınma ile birlikte eriyen buzullar neden sadece bulundukları bölgedeki denizleri değilde, küresel olarak tüm denizleri yükseltiyor?Eğer denizler karışmasaydı sadece bulundukları bölgedeki denizlerin yükselmesi gerekirdi.
Brackish water
Brackish water[Acı su] kanıtlardan en önemlisidir.
Acı su, (İngilizce:"Brackish water") suyun tuzluluk oranının, tatlı suya nazaran biraz daha tuzlu olması, ancak deniz suyu kadar tuzlu olmaması halidir. Böyle bir durum nehir ağızları, haliçler gibi tatlı suyun, tuzlu su ile birleştiği yerlerde olur.[7]
Sonuç olarak tuzlu su olan denizin üzerine tatlı su olan yağmur yağabilir.Üzerine yağan tatlı suyu duvar gibi üzerinden atmaz.Bir süre sonra birbirlerine tamamen karışırlar.
Kaynaklar,
1.Gaius Plinius Secundus, Naturalis Historiae II, CVI 224
2.https://www.quora.com/How-true-is-the-statement-Gulf-of-Alaska-where-two-oceans-meet-but-do-not-mix
3.https://news.stanford.edu/news/2008/april2/plant-040208.html
4.https://soundwaves.usgs.gov/2008/03/
5. http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/basin/aciklama/08-29-07-sualti.doc
6.http://journals.tubitak.gov.tr/zoology/issues/zoo-99-23-ek2/zoo-23-ek2-17-96048.pdf
7.https://en.wikipedia.org/wiki/Brackish_water
8.http://www.milliyet.com.tr/-yeni-su-sicakliklari-zehirli-balik-getirdi--magazin-892128/
9.https://www.adn.com/science/article/mythbusting-place-where-two-oceans-meet-gulf-alaska/2013/02/05/#_