Farklı Ten Renkleri Nasıl Oluştu?Afrikalılar Neden Siyah?

0
 
4 günlük Zebra balığı embriyoları. Alttaki embriyo melanin biyosentezini engelleyen bir mutasyon taşımaktadır.[1]
Melanin Pigmenti
İnsanlar sarıdan kızıla, beyazdan siyaha farklı ten renklerine sahip olabiliyor. Ten rengini belirleyen ise deride bulunan melanin pigmentinin türü ve miktarı.
Melanin derimize, gözümüze, saçımıza renk veren pigmenttir ve derinin epidermis tabakasında bulunan melanosit hücreleri tarafından üretilir. Melanin pigmentinin deride iki türü bulunur. Bu pigmentlerden eumelanin cilde kahverengi-siyah, pheomelanin ise sarı-kırmızı renk verir. Tenleri koyu renk olan insanların cildinde eumelanin üretimi daha fazlayken, pheomelanin üretiminin fazla olduğu kişilerin tenleri açık renklerdedir. Pigment türünün yanı sıra pigment miktarı da ten rengini belirleyen faktörlerdendir. Pigment miktarının ve melanosit hücrelerinin sayısının düşük olması ten renginin açık olmasına neden olur.
MC1R geni
Derimize renk veren pigmentlerin türü ve miktarı genler tarafından belirlenir. Bu genlerden biri olan MC1R geni melanosit hücreleri tarafından salgılanan melanin pigmentinin türünü ve miktarını belirlemenin yanı sıra pheomelanin pigmentinin eumelanin pigmentine dönüşmesini sağlar.[4]
Kit ligand (KITLG) geni
Kit ligand (KITLG) geninin ise melanosit hücrelerinin gelişiminde anahtar rolü vardır. Afrikalılar ile Avrupalılar ve Doğu Asyalılar arasındaki renk farklılığının nedenlerinden birinin KITLG geni olduğu düşünülüyor.[2]
İnsanların farklı ten renklerine sahip olmasında etkili olabilecek genlerden biri de SLC24A5. Koyu renk çizgileri olan zebra balıkları ile parlak sarı renkte çizgileri olan zebra balıklarını karşılaştıran bilim insanları SLC24A5 genindeki mutasyonun bu farklılığın sebebi olabileceğini belirledi. Araştırmalar Avrupa kökenli Amerikalılarda bu genin mutasyona uğramış şeklinin bulunduğunu gösteriyor. Ancak bu genin ten rengi üzerindeki etkisinin nasıl olduğu tam olarak bilinmiyor.[3]
Weltkarte mit der Verteilung der Hautfarben 
Afrikalılar neden çok siyah?
Afrikalılar`ın ten renginin siyah oluşu, derilerindeki Melanin pigmentinin yoğunluğuyla ilişkili. Koyu ten rengi ise, yaşadıkları bölgelerdeki ortam koşullarına sağladıkları uyumun bir sonucu. Afrika ekvatora yakınlığı nedeniyle güneş ışınlarının en dik olarak ulaştığı bölgedir.
Sıcak hava koşullarının yanında, yer şekilleri ve bitki örtüsü de "koyu" bir ten rengini gerektiriyor. Dünyanın kuzey ve güney bölgelerinde ise (ekvatora göre), bu koşullar söz konusu olmadığı için ten rengi daha açık. Ten renginin koyuluğu, sadece güneşten korunmanın bir gerekliliği değil, aynı zamanda güneş ışınlarının yoğunluğunun bir doğal sonucu.
Güneş ışınları, MSH hormonunun salgısını arttırıyor ve vücutta Melanin sentezi hızlanıyor. Ayrıca güneş altında uzun zaman kaldığınızda ten renginize ne olduğunu da düşünün. İşte tüm bu etkenlerin varlığı, zaman içinde gen havuzuna yerleşiyor ve ortam koşullarına en yüksek uyum, ırkların temel özelliklerini şekillendiriyor.

 
Atalarımız siyahtı
Neandertaller ilk beyaz tür diyebiliriz.Homo Sapiens yani bizim türümüz Afrika`dan yayıldığı için siyahtı.İnsanların orijinal ten rengi siyahtır. Bazı atalarımız Afrika'yı 100.000'den 70.000 yıl öncesine bırakana ve daha az  güneşe maruz kalan yerlere  yayılanca solgun ten rengi yavaş yavaş oluştu. Pennsylvania Eyalet Üniversitesi profesörü Nina Jablonski, “İlk önce dünya yüzeyine düşen ultraviyole radyasyon ilişkisine bakalım. Evrimimizin ilk zamanlarında, ekvator çevresine baktığımızda, yüksek seviyede ultraviyole radyasyon bombardımanına maruz kalmıştık. En enerjik tip olan UVC Dünya atmosferince engellenmişti. Fakat özellikle UVB ve UVA engellenmeden ulaşıyordu. UVB inanılmaz derecede önemli hale gelmişti. UVB oldukça yıkıcıdır. Fakat aynı zamanda derideki D vitamini üretimini katalize eder. D vitamini kuvvetli kemikler, bağışıklık sisteminin sağlığı, ve vücuttaki diğer pek çok önemli fonksiyon için çok ihtiyaç duyduğumuz bir molekül.
ıBildergebnis für darwin meets nasa 
Darwin iklime göre renk ayrımına inanmıyordu.O dönemlerde NASA`da yoktu.NASA Toms 7 uydusu ile radyasyon hakkında veri topluyor.NASA`nın yayınladığı UV haritası iklime göre renk ayrımını doğruluyordu.
Ekvatorda yaşayarak, çok miktarda ultraviyole radyasyona maruz kaldık, ve derimizdeki harika, karmaşık, en eski polimer bileşen olan melanin muhteşem bir güneşten koruyucu işlevi gördü. Bu polimer şaşırtıcı çünkü pek çok farklı organizmada bulunuyor. Melanin, değişik formlarda muhtemelen bir milyar yıldır dünyada. Ve sıkça olduğu gibi, evrim tarafından defalarca görevlendirildi. İşe yarıyorsa neden değiştiresiniz ki?
Bu nedenle, melanin ırkımızda özellikle Afrika'da evrilen ilk atalarımızda doğal bir güneşten koruyucu olarak görevlendirildi. Vücüdu ultraviyole radyasyon bozunumuna, DNA'nın yıkımına veya zarar görmesine, ve vücuttaki hücre üretimine ve bölünmesine yardımcı olan folik asit molekülünün yıkımına karşı korudu. Bu oldukça koruyucu ve harika melanin korumasını geliştirdik.
Bildergebnis für hautfarben 
Fakat daha sonra göç ettik. Ve insanlar dağıldı, bir kez değil, iki kez. Başlıca göçler ekvatoral anayurdumuz Afrika'dan eski dünyanın diğer yerlerine, ve en yakın geçmişte Yeni Dünya'ya. İnsanlar buralara yayılınca ne ile karşılaştılar? Koşullar bariz şekilde daha soğuktu, ancak ultraviyole rejim açısından daha hafifti.
Eğer kuzey yarıkürede bir yerlerde isek, ultraviyole rasyasyona ne oluyor bakın. Hala bir miktar UVA alıyoruz. Fakat UVB'nin tamamı, veya neredeyse tamamı, atmosferin kalınlığı içinde kayboluyor. Kış mevsiminde Alpler'de kayak yaparken, ultraviyole radyasyona maruz kalabilirsiniz. Fakat bunun tamamı UVA'dır, ve kayda değer şekilde, UVA derinizde D vitamini yapma yeteneğine sahip değildir.
Yani kuzey yarıkürede yaşayan insanlar yılın çoğu zamanında derilerinde D vitamini üretme potansiyelinden mahrumdu. Bu durum insanın deri pigmentasyonu açısından muazzam sonuçlar doğurdu. Vücut sağlığını garantilemek için, kuzey yarıküreye yayılan bu insan nesilleri pigmentasyonlarını kaybettiler. Açık pigmentli deri evrimi için doğal seçilim vardı.[5]
Güneşin az olduğu yerlerde açık renkli ten önemliydi,avantaj sağlıyordu denilebilir.D vitamini açısından.Güneşden D vitamini alınır.Güneşin az olduğu yerlerde D vitamini yeterince alınamaz.Vücudun D vitamini ihtiyacı yaşa göre farklılık gösterir. Yaş ilerledikçe alınması gereken miktar artar. Vitaminin vücuttaki seviyesi çok düştüğü zaman kemikler ince, kırılgan veya kusurlu hale gelir.Bunun dışında göçler genellikle hayatta kalmak için ve yiyecek bulmanın avantajlı olacağı az aydınlık yerler seçildi.Tabiki iklim koşullarıda eklemek gerekli .

Kaynaklar,
1.https://tr.wikipedia.org/wiki/Melanin
2.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3525146/
3.https://journals.plos.org/plosgenetics/article?id=10.1371/journal.pgen.1003912
4.https://en.wikipedia.org/wiki/Melanocortin_1_receptor
5.http://www.fr.de/wissen/hautfarbe-frueher-waren-alle-menschen-schwarz-a-528055
6.Video-TEDx talk-https://www.ted.com/talks/nina_jablonski_breaks_the_illusion_of_skin_color/transcript?language=de
Tags

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.
Yorum Gönder (0)
Our website uses cookies to enhance your experience. Learn More
Accept !