Biyolojik Olarak Ölümsüz Denizanası"Turritopsis Dohrnii"
Kasım 21, 2018
0
Biyolojik Olarak Ölümsüz Denizanası"Turritopsis Dohrnii"
Keşfedildiğinde ismi Turritopsis Nutricula olarak bilinen, sonraları Turritopsis Nutricula'dan farklı olduğu görülmüş denizanası türüdür.
Onun adı Latincede "Turritopsis dohrnii" olarak geçiyor. Sadece 5 milimetre çapında ufacık bir denizanası o... Ama Turritopsis dohrnii'yı diğer canlılardan çok önemli bir farkı var: Sonsuza kadar yaşayabilmesi.
Tesadüfen farkedildi
Turritopsis dohrnii'nın ölümsüz olduğu, aslında ABD'de yapılan basit bir deney sırasında ortaya çıkmış. Su dolu bir akvaryuma koyulan ilginç denizanası, bir süre orada unutulmuş. Bu süre içerisinde su kurumuş ve denizanası hareketsiz olarak kalmış. Bilim adamları öldü sanılan Turritopsis dohrnii'yı bir kez daha incelediklerinde, aslında ölmediğini, sadece yumurta haline dönüşerek kendini korumaya aldığını fark etmişler. Yani ilginç canlı, bir tehlike anında genlerinde değişiklik yaparak çocukluk evresine dönüş yapabiliyor ve bu sayede kendini tehlikelerden koruyor. Üstelik bu döngü sınırsız kez tekrarlanabiliyor; bu da Turritopsis dohrnii 'ye ölümsüzlük kapısını açmış oluyor.
Bu marifetlerini hücrelerinin yapısına borçlu olan Turritopsis dohrnii, hayatına sınıfının diğer türleri gibi suda "Planula" isimli, yüzen bir larva olarak başlıyor. Larva tam olarak geliştikten sonra deniz tabakasına bağlanıyor ve burada birçok "Polyp" oluşturuyor. Polyp'ler, dallı yapıdaki bir form ve bu tür denizanalarının bir gelişme evresi yani canlının yaşamı bu noktada tam olarak başlamış sayılıyor.
Yeterince gelişen Polyp'lerin dallarında bulunan tomurcuklar açılıyor ve içlerinden yüzlerce denizanası çıkıyor. Bu noktada Turritopsis dohrnii'nin hareketli yaşamı başlıyor. Turritopsis dohrnii doğumundan sonra her canlı gibi büyüyor. Yetişkinlik evresine kadar avlanıyor ve ürüyor. Eğer şanslıysa, yani avcıları tarafından öldürülmezse, bizim "yaşlılık" olarak tanımladığımız evreye kadar geliyor.
İşler bu noktaya kadar normal fakat bu evreden sonra biraz garipleşiyor. Üremiş olan Turritopsis dohrnii, tam anlamıyla ölümü aldatıyor. Aşırı yaşlanınca vücudundaki bütün hücrelerin yapısını değiştiren Turritopsis dohrnii, hücrelerin son kalan enerjilerini kendilerini geliştirmeye değil, gençleştirmeye harcamalarını sağlıyor.
Bu işlemle gittikçe gençleşen denizanası, yaşamına başladığı evreye yani deniz tabakasında bir bitki gibi sabit bir şekilde tutunan Polyp evresine dönüyor. Bu evrede çiftleşmiş olan denizanası, hem eşinden almış olduğu döl örneği ile yeni denizanaları üremesini sağlıyor, hem de bu formundan tekrar genç bir denizanası olarak çıkıyor. Ayrıca Polyp evresine dönme işlemini sadece yaşlılıkta değil ayrıca aşırı stres, çevresel etkenler, başka canlıların saldırısı ve hastalık gibi durumlarda da gerçekleştirebiliyor.
(Polyp evresinden başlayarak sırasıyla; Dallanmış Polyp, Polyp'den yeni ayrılan yavru denizanası, yetişkinlik evresi, denizanasının gençliğe dönme evresi)
Araştırmalara göre bu işlemi sonsuza kadar tekrarlayabilen Turritopsis dohrnii, biyolojik olarak ölümsüz sayılıyor. 1996 senesindeki keşfinden beri bilim adamları, canlının DNA'larında saklı olan bu paha biçilemez özelliği insanlara uyarlamaya çalışıyorlar fakat anlayabileceğiniz gibi pek kolay bir işlem değil.
Polip ve Medusa evresi
Yani , bir tehlike anında genlerinde değişiklik yaparak çocukluk evresine dönüş yapabiliyor ve bu sayede kendini tehlikelerden koruyor. üstelik bu döngü sınırsız kez tekrarlanabiliyor; bu da Turritopsis dohrnii'ye ölümsüzlük kapısını açmış oluyor.
Polip aşamasında eşeysiz ürediği için kendisinin aynısı bir kopya polip üretebilir. Polip halindeki ölümsüz denizanası gelişimini tamamladıktan sonra 'medusa' evresine geçer. Bu evrede, çan şeklini alan denizanası, diğer denizanası türlerinden farklı olarak, yaşlandığında polip evresine tekrar dönebilme özelliğine sahiptir. Yani diğer denizanası türleri medusa evresinden sonra ölürken, bu tür tekrar polip evresine dönüp tomurcuklanarak üremeye ve sonra yeniden medusa evresine geçiş yapabilir. Dışarıdan fiziksel bir müdahale, hastalık gibi etkenler olmadığı sürece, teorik olarak sonsuza dek yaşayabilmesi mümkündür.
Özetle, cinsel olarak erişkin hale geldikten sonra hücrelerini tekrar erişkin olmayan hallerine dönüştürebildiği için ölmeyen canlı. 15 yaşına geldikten bir süre sonra 6 yaşına döndüğünüzü ve bunun sürekli tekrarlandığını düşünün, ona benziyor.
Bilim insanları Turritopsis dohrnii`yi `Ölümsüzlüğe yakın`olarak tanımlıyor.
İnsanlık için ölümsüzlük arayışları
Transdiferansiyon özelliğinin bilim insanlarının dikkatini çekmesinin en önemli sebeplerinden biri, hücrelerde yaşanan değişimin herhangi bir kök hücrenin yokluğunda gerçekleşebilmesi. Transdiferansiyon neticesinde canlının kendiliğinden başka bir hücreye dönüşebilen hücrelerini araştıran bilim insanları, insanlarda zarar gören dokuyu bu yöntemi kullanarak yenilemenin mümkün olup olmadığını araştırıyor. Umuyoruz ki çalışmalar kısa süre içerisinde sonuç verir ve böylece karşılaştığımız pek çok sağlık sorununa bir çözüm üretebiliriz.
Panama'da bulunan Smitsonian Tropikal Araştırmalar Enstitüsü'nden Dr. Maria Miglietta, "Bu olayın bir başka yönü ise ölmeyen bu canlıların sürekli olarak çoğalmasıyla nasıl bir problemle karşılaşılacağı" diyor.
Peki insanda mümkün olabilirmi?
Bu durum basit bir canlıda kolayca gerçekleşebilir ama memeliler gibi kompleks canlılarda bu kadar basit değildir.Bu canlı tehlike anında kendini larva durumuna getiriyor.Ölümsüzlüğün sırrı yaşlanmayı durdurmakta saklı.Çok hücreliler de her hücre bölündüğünde kromozomların üst kısmında bulunan telomerlerden kaybeder(gamet ana hücreleri, embriyo ve kök hücreler hariç).Telomer kısım son anına gelene dek hücre ihtiyaç halinde bölünür.Buradaki sorun ise uçtaki başlıkların, her hücre bölünmesinde kısalması. Bunun sebebi, küçük RNA parçaları yardımıyla DNA’yı kopyalayan enzimlerin bu işlemi kromozomun ucuna kadar devam ettirememesi. Yani her kopyalama işleminde bir şeyler kopuyor. Telomer ise kopan parçanın önemli bir parça olmamasını sağlıyor. Ancak bu kısalma işlemi zamanla telomerin de kısalmasına ve gerekli tamponu sağlayamamasına neden oluyor. İnsan için örnek vermek gerekirse, telomer kısalana kadar hücreler yalnızca 40 ila 70 kez arasında çoğalabiliyor. Bu da zamanla hücrenin başarılı bir şekilde çoğalamamasına ve ölmesine neden oluyor.O kısım tükenmeye yakın hale geldiğinde hücre bölünemez.Kendini "Go" durumundan dinlenmeye"stand by" durumuna bırakır.Yaşlanarak gün geldiği vakit ölür.Bilim adamları bu noktada bu sırrı bulmaya çalışıyor.Bu canlının özelliğiyle alakalı değildir .
Örnekler
Turritopsis dohrnii gibi yaşlanmayan bir örnekte istakozlar.İstakozun vücudu, yetişkinlikte bile bol miktarda telomeraz enzimi üretir. İnsanlar ve diğer omurgalılar da telomeraz üretir, ancak bu üretim genellikle sadece embriyo halindeyken gerçekleşir. Telomeraz, telomeri onaran, aşırı derecede kısalmasına mani olan bir enzim. Bu enzim sayesinde hücre içindeki DNA sonsuza kadar çoğalmaya devam edebiliyor ve istakozların teknik olarak ölümsüz olduğu iddiası da buna dayanıyor.[7]
Denizanası yaklaşık 500 milyon yıldır var olan canlılar. İnsan yapısıyla uyum sağlayacağını söylemek zor. Fazla ilkel ve basit yapılılar. Belkide bu uzun yaşam sırrı gibi bir şey. Hamamböcekleride çok dayanıklılar, ve uzun zamandır dünyadalar.Modern hamam böceklerinin 200 milyon yıl önce, primitif olanlarının ise 300 milyon yıl önce karbonifer döneminde ortaya çıktığı biliniyor. Yani ''Jurasic'' döneminde ortaya çıkan dinazorlardan daha önceleri hayattaydılar Bazı türleri hiçbir şey yemeden 1 ay aktif yaşayabilir ve sadece posta pulu arkasındaki zamkla beslenerek hayatta kalabilir. Su altında yarım saate kadar boğulmadan yaşayabildikleri görülmüştür.İnsana kıyasla radyasyona 6 ile 15 kat daha dayanıklıdırlar. [6]
İnsanlar ise 300 000 yıllık,Fas sınırları içerisinde yer alan seyrek ağaçlı bir savanda, bir ateşin etrafına toplanmış bir gurup erken insanlara ait kalıntılar bulundu, kamp alanının etrafına dağılmış taş aletler de keşfedildi. Ateşte pişirilmiş aletlerin incelemesi eski insanların 300-350 bin yıl önce yaşamış olduğunu gösteriyor, bu önceden düşünülen tarihlerden 1,5-2 kat eski.[8]
Kompleks olmayan canlılar
Doğada gözlemlediğimiz, canlı ne kadar basit yapılı olursa rejenarasyon yeteneği o kadar yüksek oluyor. Semenderlerin bir uzvu koparsa, yerine yenisi çıkıyor, deniz yıldızını yada Planaryayı ikiye bölerseniz geri kalan yarısını tamamlayıp iki canlı haline geliyor. En uç örnekde Turritopsis dohrnii artık ölümsüzlüğü yakalamış. Hücreleri zaman ile yıpranıp dejenere olmuyor. Organlar bir işte özelleşip, komplike hale geldikçe yenilenme yeteneklerini kaybediyorlar. Memeli dişi ile timsah dişi buna çok güzel örnek. Timsahın tüm dişleri birbirinin aynısıdır. Kesici diş, köpek dişi, azı dişi yoktur. Bu sebeple timsahlar eti ufak lokmalar halinde parçalayamaz. Ancak kendi çevresinde dönerek eti büyük parçalar halinde kopararak yiyebilir. Bu açılardan memeli dişlerinden daha basittir ama düşen kırılan dişin yerine hemen yenisi çıkar, bir ömür boyunca yenilenir. Memeliler bunu yapamaz çünkü özelleşmiş dişler, üst çene ve alt çenede birbirlerine tam kitlenirler, bu sayede herşeyi ufak parçalara bölebilirler, çıkacak yeni diş bu düzeni bozar.
Bu açıdan bakarsak bu canlılara ölümsüzlüğü veren şey yapısal basitlikleri. Aynı şekilde insan vücudunu yenilenmeye zorlamak kolay iş olmaz.Çünkü komplike bir yapının içinde özelleşmiş iş yapan hücreleri değişime zorlamak gerekiyor. Sonucu büyük ihtimal organın işlevini kaybetmesi yada hücrelerin kontrolsüz çoğalmaları yani kanser olur. Yapılabilirmi, kimbilir belki mümkündür ama futuristik makalelerde anlatıldığı kadar kolay iş olmadığı kesin.
Kaynaklar,
1.https://en.wikipedia.org/wiki/Turritopsis_dohrnii
2.http://immortal-jellyfish.com/
3.https://www.nationalgeographic.com/animals/2009/01/immortal-jellyfish-swarm-oceans-animals/
4.https://www.nytimes.com/2012/12/02/magazine/can-a-jellyfish-unlock-the-secret-of-immortality.html?src=me&ref=general&_r=0
5.Video-V101 Science - https://www.youtube.com/watch?v=Z7d5P0pDVUo
6.https://tr.wikipedia.org/wiki/Hamam_b%C3%B6ce%C4%9Fi
7.https://en.wikipedia.org/wiki/Lobster
8.https://news.nationalgeographic.com/2017/06/morocco-early-human-fossils-anthropology-science/
Tags