Rüya Bilimsel Açıklaması Ve Dejavu

0
Bildergebnis für rüya 
Rüya Bilimsel Açıklaması Ve Dejavu
İnsanın dünyadaki zaman-mekan kavramı rüyalarda yok olur."Keşke uyanmasaydım" dediğimiz rüyalarımız olduğu gibi"oh be iyikide rüyaymış"dedigimiz rüyalar olmuştur.
Araştırmalar, rüyaların, canlıların günlük deneyimleriyle geçmişteki bilgilerini güncelledikleri gecelik kayıtlar olabileceğini gösteriyor. Bu güncellemeler sayesinde canlılar, hayatta kalma stratejilerini belirliyorlar.Evrimsel avantajı olmasa rüya görmeye devam edemezdik.


Bildergebnis für rem period
Rüya`nın tanımı
Rüya, 2000 yılında Revonsuo tarafından "uyku sırasında yaşanan, hayali bir bilince dayalı deneyimler" olarak tanımlanmıştır. Dement ve Kleitman tarafından 1957 yılında, uykunun REM (Rapid Eye Movement - Hızlı Göz Hareketi) döneminde görüldüğü keşfedilmiştir. Ancak 1988 yılında yapılan bir araştırma, rüyaların NREM dönemde de görülebileceği; ancak genellikle REM dönemde görüldüğü veya başladığını ortaya çıkarmıştır. NREM dönemde görülen rüyalar çok daha bulanık olarak hatırlanabilmektedir; nadiren REM'deki kadar parlak ve net hatırlanabilir olmaktadır. Daha sonradan, teknolojinin gelişmesiyle birlikte Elektroensefalografi (EEG), Elektro-okülografi (EOG) ve Elektromiyografi (EMG) sayesinde sırasıyla beyin aktivitesi, göz hareketleri ve kas hareketleri arasındaki ilişkiler çözülebilmeye başlamıştır. Araştırmalar, genel olarak uykunun farklı aşamalarında uyandırılan insanların rüyalarından hatırladıklarıyla, bu elektronik aletlerden alınan bilgilerin kıyaslanması aracılığıyla yapılır.

Bildergebnis für amygdala brain

Rüyada beynin hangi bölümleri aktif? 
Rüya kaynağını nereden alır? Gördüğümüz rüyalar rastgele mi? Geleceği mi görüyoruz yoksa geçmişi mi? vs. bunun sonucunu öğrenmek için insanlar rüya halindeyken elektroensefalografi ile incelenmiştir ve beyin aktiviteleri üzerine elektroensefalogram elde edilmiştir.
Test sonuçları göstermiştir ki rüyalar rastgele oluşmaz. Başta öyküsel olmak üzere rüyaların çoğunlukla gerçekleştiği uyku evresi rem uykusudur. Bu uyku türü sırasında beyinde 2 önemli bölge aktiftir. Bu bölgeler hipokampüs ve amigdala olarak bilinen bölgelerdir. 


Hipokampüs, hatıra türlerinin elde edilmesiyle görevli beyin bölgesidir. Ayrıca yeni öğrendiğimiz bilginin kalıcı olmasında ve pekiştirilmesinde de kilit rol oynar.

Amigdala, duygusal hatıralar konusunda önemli role sahiptir. Bu bölgede genellikle olumsuz duygular söz konusu olur. Görülen rüyalar “bireyin son günlere ait yakın deneyimlerinin yanı sıra amaçları, arzuları ve sorunlarını” bir araya getirmek ile ilgili olabilir. Buna göre, rüyanın hikayesi, beynin kişinin hayatının yakın zamanlı parçalarının rem uykusu sırasında en öne çıkan parçalarını bir hikaye örgüsü ile sarmaya çalışmasını yansıtmaktadır.

Beyindeki mantık bölümü ise kapalıdır.Mantıksız rüyalar görülebildiği gibi rüyanın başında değil ortasında ve sonundada bulunabilirsiniz.

Arkaplanda neler yaşanıyor?
Tüm canlılar sıradan hücre yığınları oldukları için, uyku sırasında algısal fonksiyonların tamamı minimum düzeye indirilir (asla tamamen kapatılmaz ve ani bir uyartıda, eşik değer aşılırsa beyin kendini otomatik olarak hızla açar); ancak vücut canlılığını sürdürmek için çalışmaya devam eder, buna beyin de dahildir. Doğayı algılayabilmemizin tek sebebi, beynimizin duyu organlarından gelen bilgileri hücresel boyutta, biyokimyasal olarak değerlendirebilmesidir. Uyku sırasında duyu organlarından sinyal aktarımı devam eder, ancak beynin ilgili bölgeleri bunu gün içerisinde olduğundan çok daha az işler veya neredeyse hiç işlemez. Bunun haricinde beynin pek çok bölgesi dinlenme durumuna geçer. Ancak halen pek çok bölge çalışmasını sürdürür, yukarıda verdiğimiz yazıda açıkladığımız gibi vücudun ve beynin içerisindeki kimyasalların düzenlenmesi sağlanır ve daha pek çok işlem arkaplanda yürütülür. Örneğin büyüme hormonları salgılanır, hücre içerisinde biriken kimyasalların atımı ve hücrelerin çalışmalarının düzenlenmesi sağlanır yani kısaca genel beyin ve vücut bakımı yapılır, yeni güne hazırlanılır. İşte bu işlemler sırasında beynin bazı bölgeleri, kapalı olan diğer bölgeleri uyarabilmektedir. Vücudun "defrag"işlemi diyebiliriz buna.
Bildergebnis für rem period
Diskeeper sistemi gibi
Diskepeer diye bir windows uygulaması vardı bir zamanlar. Bu uygulamanın görevi; diskteki parçalı ve dağınık verileri düzenleyip sıraya koymaktı. Bu işlemi yaparken hafızada çok uzun zamandır kullanılmayan bazı dosyaları bulunduğu yerden kaldırır başka tarafa atardı. Uygulamanın altında, eski yeni hangi dosyayı sıralıyorsa o dosyanın adını o esnada görmek mümkündü.
Beynimiz de işte tam olarak her gece uyuduğumuzda bu işi yapar. Gün içinde öğrendiklerimizi sıralar. Sıralarken bazen eski bilgileri depoladığı yerden çıkarır, yenisini oraya koyar, eskisini kaldırır başka tarafa atar.
İşte bu sırada bazı imajlar açığa çıkar. Diskepeer'da altta yazan dosya adları gibi. işte rüya budur.Çoğu zaman mantıksız, alakasız, uyanınca uzun gibi gelen fakat gayet kısa imajlar. Konu bütünlüğü olması gerekmez, gün içinde düşünmüş olmak gerekmez. Hafızamdaki hangi veri yerinden kurcalanmışsa ona ait görüntüler rüya kapsamına girer.
Ruh hali, psikiyatrik bozukluklar, kullanılan ilaçlar, alkol ve uyuşturucu gibi sinir sistemine etkiyen maddeler beynin bu fonksiyonunu etkileyebilir. Haliyle rüya içeriği de değişir.


Agresif ve negatif rüyalar
Rüyalarda saldırgan davranışların, negatif duyguların daha baskın olduğu araştırmalarda saptanmıştır. Yıllarca süren rüyalar tespit edilmiştir. Günlük yaşamla rüya bulguları arasında bağlantı olduğu görülmüştür. Rüyalarınız isteklerinizi, kaygı ve korkularınızı yansıtır. Bu nedenle rüya görmek bilişsel bir aktivitedir. 
  
Jonathan Winson araştırmaları ve hayvanlarda rüyanın önemi
Bu konuda deneyler yapan Amerikalı araştırmacı Jonathan Winson konuyla ilgili farklı bir bakış açısı sunuyor. Winson, kendi araştırmalarının ve diğer nörolojik laboratuvar çalışmalarının sonuçlarına dayanarak, rüyaların anlamı olduğunu öne süren bir bilim adamı. Beynin denizatı kıvrımı olarak da adlandırılan hipokampüs bölümü ile uyku sırasındaki hızlı göz hareketlerinin (rapid eye movement, rem) ve teta ritmi denilen beyin dalgalarının incelenmesinin, bellek işlemlerinde önemli noktaları aydınlattığını söylüyor. Winson'ın primat-altı hayvanlarda yaptığı teta ritmi araştırmaları, rüyaların anlamına ilişkin evrimle bağlantılı ipuçları sunuyor: Rüyalar, memelilerin bellek işlemlerinin gecelik kayıtları. Onlar sayesinde, hayvanlar yaşamlarını sürdürebilmek için stratejiler geliştiriyor ve günlük deneyimlerini bu kayıtlar ışığında değerlendiriyorlar. Böyle bir işlemin varlığının, insanlarda rüya görmeyi de açıklayabileceği düşünülüyor.

Rüya, insan beyninin gündüz yaşananları, gece bilinçdışının yardımıyla sıraya sokması, anlamlandırması, boşlukları doldurması, gerekiyorsa yeniden yazması sırasında beynin yarattığı tam olarak etkisi ve nedeni bilinmeyen bir olgudur.

Rüyadaki tanımadığımız yüzler
Rüyamızda tanımadığımız o yüzleri gerçekte mutlaka daha önce görmüş oluyoruz. Markette, metroda, okulda,reklam panosunda,tv`de... Rüyalarımız ise bu kayıtlı yüzleri random olarak kullanıyor.

Bildergebnis für michio kaku dejavu 
Dejavu ve gerçekleşen rüyalar
Ünlü Fizikci Michio Kaku Big Think konuşmasında Dejavunun beynimizde sakladığımız hatıraların bazı bölümlerinin ortaya çıkması olarak görüyor.Daha önce tecrübe ettiğimiz bir şeyi bize anımsatan bir ortama geldiğimizde ortaya çıkan hatıralar.

Paralel evrenlere yolculukmu?
Michio Kaku`ya göre Dejavuyu açıklamak için paralel evrenlere ihtiyaç yok.Ancak bu noktada bir soru ortaya çıkıyor.Paralel evrenlere geçiş mümkünmüdür?
Kaku bu konuda"Bunun cevabı henüz bilimsel olarak bilinmiyor.Biz titreşen dalgalarız.Bu dalgalar titreşir ve ayrılırlar.Nobel ödüllü Steven Weinberg bunu şöyle yorumluyor"Radyoyu düşünün.Oturma odasında otururken BBC radyosu dinliyorsanız bu belirli frekansa ayarlanmıştır.Fakat oturma odasında tüm frekanslar mevcuttur.Tüm radyo frekansları odanızda titreşmektedir.Ama radyonuz bir frekansa ayarlanmıştır.Eger iki evren birbiriyle aynı safhadaysa birbirleriyle uyum halindedir ve birinden diğerine gecebilirsiniz.Fakat zaman gelişmeye başladığında bu iki evren birbirinden ayrılırlar.Başka frekanslarda titreşmeye başlarlar.Artık birbirlerine müdahale edemezler.Peki sizin radyonuz neden Radyo Moscow`u çalamaz.Sizin radyonuzun bütün frekansları çalması neden imkansızdır?Çünkü radyonuz uyumunu kaybetmiştir.Artık diğer frekanslarla ahenk içinde titreşmemektedir.Kuantum fiziğindede aynısı olur.Biz atomlardan oluşuruz.Atomlarımız titreşir.Fakat diğer evrenlerle ahenk içinde titreşmezler.Onlarla bağlantımızı kesmişizdir,uyum içinde degilizdir. Dejavu muhtemelen sadece bazı eski olayların hatıralarını parçalarını ortaya çıkarmasıdır.Oysaki kuantum fiziğinde biz paralel evrenlere giremeyiz.Onlara uymayız ve uyum içinde titreşmeyiz."diyor.[2]

Sciencedirect.com makalesinde dejavu
Sciencedirect.com`daki makalede yaşanan dejavu hissinin; yani yaşanan bir olayı daha önceden tam olarak yaşamış olduğunu tecrübe etme hissinin beyinde oluşan anlık bir anomaliden gerçekleştiğini göstermişlerdi. Beyin anlık olarak farklı bir duruma (state) giriyor ve görülen bilginin kaydedilmesiyle onun yorumlanması arasında bir gecikme (delay) yaşanıyor. Yani gördüğünü hafızasına kaydediyor insan sanki daha önceden görmüş bir olay gibi ve sonra onu tecrübe ediyor. O aradaki gecikmede o gördüğün anı daha önceden görmüşsün hissine kapılıyorsun. Halbuki bu hissin sebebi beyinde yaşanan o gecikmeden ötürü sen fark etmeden o görüntüyü beynine çok kısa bir zaman önce kaydettin ve aslında sende oluşan his o çok kısa zaman önce kaydedilen görüntülerin aslında daha önceden yaşadığını zannetme hissin oluyor.[1]

 
Kaynaklar,
1.https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0010945216300326
2.https://www.youtube.com/watch?v=fjWmBmsqDZ4
3.https://en.wikipedia.org/wiki/Steven_Weinberg

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.
Yorum Gönder (0)
Our website uses cookies to enhance your experience. Learn More
Accept !