Işınlanma Gerçekleşebilir mi?

0
Bildergebnis für startrek isinlanma 
Işınlanma Gerçekleşebilir mi? 
Sihirbazlarda sürekli görürüz."Hokus Pokus" yaparak nesneleri yok ederler.Işınladıkları bu nesneleri bir süre sonra geri getirirler.Uzay yolu filmindede çok görürdük bu sahneleri.Hemen ışınlanıverirler.
Philadelphia deneyi 
Işınlanma denilince ilk akla Philadelphia deneyi gelir.Bu konudaki makalemiz için.bkz.[1]
Bu deney tamamen yalandan ibarettir.Böyle bir deney yoktur.Holywood tarzı yaz çek oynat sür piyasaya ver çoşkuyu.Işık hızı gereken tepkimelerde atom çarpıştırıcısını bile tek atomla bugün ancak başardık.Ne fiziki olarak nede kimyasal olarak böyle bir tepkimenin olması değil o günün şartlarında bugün bile imkansız.

Microsoft ve HoloLens(Holoport)Teknolojisi
İki farklı odada farklı açılarda çok sayıda kamera bulunuyor. Kameralar odanın içerisindeki kişileri çekerken aynı zamanda HoloLens ile birlikte 3 boyutlu modelini oluşturuyor. Üstelik bu son derece hızlı bir şekilde yapılıyor ve 1 saniyenin altında bir gecikme süresiyle kişiler tıpkı karşı karşıyaymış gibi irtibat kurabiliyor.[2]
Bu çalışmanın en ilginç tarafı ise, görüntüler aynı zamanda kaydedildiği için, yaşadığınız o dakikaları daha sonra dışarıdan bir gözle izleyebiliyorsunuz. İşte olaylar bu noktada gerçekten ilginçleşiyor. Kendi yaşadığınız anı, farklı bir açıdan görebiliyorsunuz.Tabi işin içinde HoloLens gibi bir sanal gerçeklik gözlüğünün de olması şart. Fiyati ise 3299 euro civarında.[3]
canlandırma videosu bkz.[4]
Bu teknoloji sanal ışınlanmak ,hologram yansıması sadece.
Bildergebnis für quantum teleportation china
Çin’den ‘kuantum ışınlama’ rekoru
Çin, Micius adlı uydu aracılığıyla 1200 kilometre uzaklığa foton (Boşlukta 300 bin km/sn’lik bir hızla yayılan ışık taneciği veya enerji kuantumu) göndermeyi başarmıştı. Bu zamana kadarki en uzak ışını gönderen Çinliler, mesajı Dünya’nın yörünge altına ulaştırdı. Işınlar, başka bir tarafta da dinlenebilecek ya da görülebilecek mesajların ulaşabileceğine dair umutları yeşertmiş oldu.[5]
Amerikan Bilimsel Gelişme Birliği’nin değerlendirdiği Nature Dergisi’nde çıkan makaleye göre 2016`da Jiuquan’dan fırlatılan Micius uydusu uzak mesafeye rağmen ufak nesneleri gönderip bilgi toplanmasında kullanılabilecek. Kanadalı ve Çinli bilim adamları, geçen yıl fiber optik ağda bir yerden diğerine bilgiyi, fiziksel herhangi bir şey üzerine yüklemeden aktarmayı başarmıştı. Araştırmada, bir fotonun kuantum hali Calgary kentinde 8.2 kilometre uzağa ışınlandı.
Zira La Palma adasından Tenerife adasına 144 km mesafeye bir çift dolaşık foton üreterek gönderilmişti.[7]
Kuantum ışınlaması nedir?
Işığın temel birimi olan partiküllere foton adı veriliyor.
Kuantum ışınlaması maddenin enerjiye dönüştürülerek uzay-zamanda hareket ettirilmesi olarak tanımlanıyor.
Kuantum ışınlamasında foton çiftleri kullanılıyor. Foton çiftleri arasındaki mesafe ne olursa olsun, bir tanesinin gösterdiği tepki diğerini de etkiliyor.
Ne işe yarayacak?
Çin, başarıyla sonuçlanan deneyin 'kuantum interneti için ilk adım' olduğunu duyurdu.
Partiküllerin fiziksel temas olmaksızın veri aktarımı gerçekleştirebildiği kuantum internetinin, hayata geçtiğinde veri aktarım hızında da devrim niteliğinde bir gelişme olacağı ddüşünülüyor.
Kuantum ışınlamasının tıp alanında da kullanılabileceği teorisi üzerinde duruluyor.
Gelecekte, organları oluşturan partiküllerin ışınlama yoluyla kopyalanarak veri halinde depolanması ve ihtiyaç duyulduğunda bu veri depolarındaki organ parçacıklarıyla tedavilerin yapılabileceği üzerinde duruluyor.[6]

Işınlanma, Bilimsel Yasalara Göre Mümkün müdür? 
Peki insan ışınlaması mümkünmüdür?
Konu insan ışınlaması olduğunda işler değişiyor.Ardından soruları getiriyor tabiki.Ve ışınlama denilince burda a noktasında  yok olup b noktasında ortaya çıkmak söz konusu değil.
Böyle bir yöntem icin muazzam bir enerjiye ihtiyaç var.Yani birkaç nükleer santralin ürettiği enerji gerekli.Ve bu enerjiyi kayıpsız ve doğru bir şekilde aktarabilme imkanı gerekiyor. Katrilyonlarca molekülü(kaldıki atom bile değil) ışık hızına çıkartıp koordinat vermek hayali kurgu olur.Stephen Hawking zamanın kısa tarihi kitabında bir insan büyüklüğündeki maddeyi ışınlayabilmek için 1000-1500 km çapında devasa bir çanak anten gerekiyor.Dolaysıyla böyle bir enerji sağlama imkanı yok.
No cloning theoerem[10]
2 tarafta ayni state'i oluşturmak olayının söz konusu olmadığı teoridir. Bir state'in mükemmel kopyasını cıkarmak mümkün değildir. Bunun ispatı "no cloning theorem" ile verilmiştir. Daha önceden hiç ölçülmemiş, bilinmeyen bir qubit karşı tarafa teoride mükemmel olarak iletilebilir. Burada foton çiftleri arasında non-local ozellikler (Quantum entanglement) yani kuantum dolanıklığı/ kullanımı şarttır.Bu konuda video için.bkz.[8]

Bir faks gibi düşünün.Burda yazı gönderildiğinde yazının kendisi oraya gitmiyor.Yazının sadece kopyası gidiyor.Klonlama yöntemi yani.Yöntem ise"kuantum dolanıklığı/dolaşıklığı" adı verilen teori. Kuantum dolanıklığı teorisine göre evrende eş davranan bazı parçacıklar vardır. Bu parçacıklar birbirinden farklı davranırlar ancak asla birbirlerinden bağımsız olamazlar. Örneğin eş parçacıklardan birisi sağa giderse, diğer eş parçacık sola gitmek zorundadır.bkz.[11]
ışınlanan kişinin bir yerde yok olduğunu ve diğer yerde yeniden oluştuğunu düşünürsek kuantum dolanıklık teorisi ışınlanmanın ve doğru bilgi aktarımının anahtarı olabilir.
Bildergebnis für quantum teleportation human
Nasıl gercekleşecek?
Brian Green bir belgeselde bunun nasıl olacağını açıkladı."Dolaşık moleküller sayesinde teoride mümkün olabilir.Diyelimki  New York`dan Paris`e
gideceksiniz.Ihtiyacınız olan Paris`te ve New York`ta birbirleriyle bağlantısı olan molekül odacığı.Scanner veya fax makinesi gibi işleyen bir kapsüle girilir.Alet kapsüle giren kişinin molekül sayısını tararken diğer odacıktaki molekülleride beraberinde tarar.Ve iki takım molekülün kuantum durumunu karşılaştıran bir liste ortaya çıkıyor.Ve işte dolaşıklık bu noktada devreye giriyor.Uzun mesafedeki hayali olay sayesinde liste aynı zamanda benim moleküllerimin başlangıçtaki durumunun Paristeki moleküllerin durumuyla nasıl ilişkili olduğunu ortaya çıkarıyor.Daha sonra operator bu listeyi Paris`e gönderiyor.Orda benim her bir molekülümün kuantum durumunu yeniden inşa etmek için verileri kullanıyorlar.Ve yeni ben görünmeye başlıyor.Bu moleküllerin  New York`dan Paris`e gitmesiyle alakalı değil.Bu dolaşıklığın benim kuantum durumumun New Yorkta çıkarılmasına ve Pariste yeniden yapılandırılmasına olanak sağlamasıyla ilgili."diyor.bkz.alttaki video.[9]

Bu durumda New York`teki ben ne oldu?
Kopyamız Paris`te ama orjinaline ne oldu?Bu durumda New York`taki "ben"moleküllerininin kuantum durumunun ölçülmesi orjinal veriyi yok etti. 
Belgeselde sorulan soru ise New York`taki ben benmiyim yoksa kopyammı oluyor.Günümüzde insan ışınlama mümkün değil.Ama olma ihtimali bir soruyu gündeme getiriyor.Bunun nedenide şuki,kuantum mekanigine göre beni ben yapan fiziksel moleküller degil,moleküllerin içerdiği bilgi.Ve bu bilgi vücudumu oluşturan trilyonlarca moleküle rağmen mükemmel bir şekilde ışınlandı.
Anton Zeilinger`e göre ışınlanan kisinin orjinalmi sorusunun cevabının daha çok felsefi ve derin soru olduğunu düşünüyor ve orjinalin bütün özelliklerini taşıyan bir şey olduğunu söylüyor.Belgeselde bilimadamları bu odacığın içinde olmayı istemediklerinide itiraf ediyorlar.[9]
Siz istermiydiniz peki?
Amacınız bedensel olarak orada olmak değilde bulunduğunuz yerden müdahale ise bu videodaki teknolojiyide izleyin.[12]

Özetle,
Bu konu beraberinde felsefi ve dini tartışmalarıda gündeme getirecektir.Bu klonlamada birkaç saniyelik bir zaman kaybı ölmek ve tekrar dirilmek olarak sorgulanacaktır.
Sonuçta ışınlanma, bir nesnenin tüm niteliklerini öğrenip bu bilgiyi başka bir konuma data olarak göndermek demektir. Bu teorik bilgi ışığında elektron dönüsünü öğrenmek, bunun için de ölçüm yapma gerekliliğinin farkına varan bilimciler, ölçümün kuantum mekaniği yasalarına göre orijinal bilgiyi tahrip ettiğini hatırlamışlar ve buna göre sistemin halini peşinen bilmiyorsak tek bir kuantum sistemini ışınlayamayacağız demek ki diyerek hüsrana uğramışlardır. Uğraşıp didinip en iyisi biz, sistemin bulunduğu hali bilmek yerine bir kuantum bilgisayarında hali hazırda bulunan karşılıklı bilgiyi, yani a ve b konumları arasındaki super-correlation denilen entanglement olayını kullanalım demişler. Rastlantısallığın da üstesinden, a’dan b’ye harici klasik bilgiyi göndererek gelmişler.Işınlanma bitince de a’daki bilgi bozulmuş b’ye nakledilmiştir.
Anton Zeilinger ve Francesco de Martini’nin ekipleri birbirinden bağımsız olarak atomları ve fotonları ışınlamayı başarmışlardır. Lakin büyük nesnelerde özellikle insanlarda iş daha karışık tabi.Insanin DNA yap
ısı bozulmadan ve bilincinde transferi sorunsuz olacakmı sorusu gibi.
Günümüzde insan ışınlama henüz mümkün değil.Teknoloji ve bilim ilerde neleri gösterir bilemiyoruz.Bilimsel olarak mümkün.Ama olursa sorulacak o soru"O benmiyim?"olacak kesin.

 
Kaynaklar,
1.https://cernbilim.blogspot.com/2018/02/einstein-ve-tesla-ile-philadelphia.html
2.https://www.microsoft.com/en-us/hololens
3.https://www.microsoft.com/de-de/p/microsoft-hololens-development-edition/8xf18pqz17ts?activetab=pivot%3aoverviewtab
4.https://www.youtube.com/watch?time_continue=3&v=7d59O6cfaM0
5.https://www.nature.com/news/china-s-quantum-satellite-clears-major-hurdle-on-way-to-ultrasecure-communications-1.22142
6.https://www.bbc.com/turkce/haberler-40583076
7.https://arxiv.org/pdf/1403.0009.pdf
8.Minutephysics-https://www.youtube.com/watch?v=owPC60Ue0BE
9.https://www.youtube.com/watch?v=tw5bhB_926c
10.https://en.wikipedia.org/wiki/No-cloning_theorem
11.https://en.wikipedia.org/wiki/Quantum_entanglement
12.https://www.youtube.com/watch?v=lvtfD_rJ2hE

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.
Yorum Gönder (0)
Our website uses cookies to enhance your experience. Learn More
Accept !