Zaman tünelindeki evrimimiz
İlkel primat atalarımız bu hayatta kalan
memelilerden evriliyorlar, yaklaşık 50 milyon yıl önce levha tektoniği
sayesinde Hindistan'dan Asya'ya doğru bir hareket ile kıtaların
çarpışması sonucunda okyanus tabanı kabarıyor ve Himalayalar ortaya
çıkıyor, bu denli devasa bir yükseklik jet akımlarının yönlerini
değiştirebilecek kapasitede, bölgenin iklimi bütünüyle değişime gebe,
coğrafi değişiklik dağların bir tarafını nemli tutarken, öteki tarafını
binlerce kilometre boyunca çorak yerler haline getirebiliyor, türler
yaşam alanlarında oluşan iklim değişiklikleri nedeniyle başka yerlere
milyonlarca yıl süren göçler gerçekleştiriyorlar, onlar dahi göç
ettiklerinin farkında değiller, nesiller boyunca bir ağaçtan diğerine,
bir vadiden ötekine derken.
Afrika'da ilkel bir primat türü, Ardipithecus Ramidus
olduk, 1 metreden biraz uzunuz, 50 kilo bile değiliz. Hint okyanusundan
gelen nem dağlar sebebiyle engellenince yağmur ormanları kurumaya,
bozkırlar ortaya çıkmaya başlıyor, az sayıda kalan ağaçlardan inerek
uzun otların arasında yolculuk yapmaya başlamak zorundayız. Tehlike her
yerden gelebilir, eskiden ağaç tepelerinden çevreyi gözlemleyebilirken,
şimdi bozkırda otların arasında, yer hizasında saldırmak üzere olan
vahşi hayvanları göremiyoruz. Durup bekliyor, çevreyi dinlemek için
kulak kabartıyoruz, fakat yeterli değil, ayağa kalkıp şöyle bir çevreye
bakıyoruz, sonra dört ayak üzerinde tekrar yürümeye devam ediyoruz. Bu
davranış zaman içerisinde hayatın doğal bir parçası olduğunda, artık
daha uzun süre arka ayaklarının üzerinde durmaya alışıyoruz, böylelikle
çevrede yaklaşan bir tehlike var ise, yürüme esnasında görerek önlem
alabilmeye başlıyoruz. Arka ayaklar üzerinde durmaya alıştıkça,
ellerimiz serbest kalıyor, yaklaşan bir şey olursa becerikli ellerimiz
ile yerden alacağımız bir taşı fırlatabiliriz, bir odun parçası ile
kendimizi savunabiliriz, kollarımızı havaya kaldırarak daha uzun boylu
görünerek saldırmak üzere olan hayvanı korkutabiliriz, ellerimizi
kullanmaya başlamak beyinlerimizi geliştirse de, asıl etki iki ayak
üzerine kalkınca gelişen kafalarımız ile ortaya çıkıyor.
Anatomisi
nedeniyle insanın ilkel primat ataları dört ayak üzerindeyken kafaları
bir ölçüde büyüyebilirdi, aksi takdirde öne doğru fazla ağırlık yapacak
ve hareketlerini kısıtlayacaktı, önceleri dört ayak üzerindeyken köprü
görevi gören omurilikleri iki ayak üzerine kalkınca bir kule görevi
görmeye başladı, bu hızlı değişimin yan etkilerini bugün halen sırt
ağrıları ve sorunları ile boğuşarak geçiriyoruz, fıtık oluyoruz ve daha
nice sorun yaşıyoruz, çünkü bu omurilik iki ayak üzerine kalkmak için
gelişmemişti. Evrim sürecimiz hızlı bir dönüşüm geçirirken bize artıları
ve eksileri olduğunu artık görebiliyoruz. İki ayak üzerine kalkmak
anatomik olarak sayısız değişikliği peşi sıra getirse de beynimiz bu
değişim ve farklı sebeplerle daha fazla gelişmeye müsait bir hale
geliyor.
20 ay rahimde kalan bebekler
Fakat bu değişimlerin kattıkları kadar götürdükleri de oluyor, pelvis
kemiği iki ayak üzerine kalkıp yürümeye başlayınca küçülüyor, bu
sebeple bebekler daha erken doğmak zorunda kalıyorlar, aksi takdirde bu
pelvisin içinden bebeğin kafası geçemeyecek ve asla doğamayacak, bu
durum tam olarak gelişemeden doğmak zorunda kalan bebeklerimizi hayata
geldikten sonra uzunca bir süre bakıma muhtaç bir hale getiriyor, bizler
halen gelişim sürecimizin önemli bir bölümünü doğduktan sonra
gerçekleştirmek zorundayız, bugün bile 9 ay 10 günde doğan bebeğin
rahimde fazladan 11 ay daha geçirmesi gerekiyor ancak buna imkan yok, bu
sebeple doğduğumuzda gözlerimiz büyük ölçüde görme becerisi kazanmamış,
kızlar doğduktan 6 ay sonra, erkekler yaklaşık bir sene sonra net
görebilmeye başlıyorlar, ayağa kalkamıyoruz, kemiklerimiz ve
kıkırdaklarımız gelişmemiş, işte tüm bunların ve daha fazla noksanlığın
sebebi iki ayak üzerine kalkan atalarımızın daralan pelvis kemikleri.
Dünya'da yavrusunu doğduktan sonra uzun yıllar besleyip büyütmek zorunda
kalan çok az tür var ve biz bunlardan biriyiz.
Takma adı Ardi olan bundan 4.4 milyon yıl önce yaşamış muhtemel atamız.
Yaşadığı yer Doğu Afrika (Orta Awash ve Gona , Etiyopya).Elindeki 4 parmağı uzun, baş parmağı kısa, kolları da uzun. Yani ağaç
yaşamına uygun. Ancak köpek dişleri küçük, kalça ve bacak kemikleri iki
ayaklılığa uygun. Yani hem insansı, hem maymunsu özellikler bir arada.
Ardipithecus ramidus , ilk kez 1994’te bulundu. 2009’da bilim
adamları “Ardi” takma adını verdikleri bir kısım iskelet bulduklarını
açıkladı. Bu iskeletteki ayak kemikleri , sert bir ayaktan ayrı bir
şekilde büyük baş parmakları olduğunu gösteriyordu. Bunun , bipedallikle
ilgili olarak ne anlama geldiği hala belirgin değil. Kalça kemikleri ,
dağılmış parçalardan tekrar inşa edildi ve bu Ardipithecus ramidusların
hem bipedal , hem de ağaca tırmanma özellikleri gösterdiğini ortaya
koydu. Araştırmacılar “Ardi” iskeletinin insan-kuyruksuz iri maymun
(şempanze benzeri olmayan) ortak atası olup olmadığını tartışıyorlar.
Güzel bir köpek dişi örneği , bu türlerde erkek ve dişiler arasında
büyük bir fark olmadığını gösteriyor.
“Ardi” fosilinin yakınında bulunan hayvansal kalıntılar , bu türün
ağaçlık bir alanda yaşadığını gösteriyor. Bu insanların açık alanda
bipedal hale geldiği ile ilgili teoriyi yalanlıyor. Bu teori insanların
kuruyan hava ve ağaçsızlaşan çayırlar arasında bipedal özellikleri
geliştirdiğini savunuyordu.
Ardipithecus kadabba soyu
Etiyopya’da yüzün üzerinde Ardipithecus ramidus kalıntısı bulundu.
Bazı kuyruksuz iri maymun özelliklerini gösterse de (çoğu diğer öncül
insanlar gibi) , daha küçük köpek dişi ve bipedalliğe ilişkin kanıtlar ,
bu türün bir çok insan özelliğini de barındırdığını gösteriyor. Bu tür ,
daha önce Etiyopya’da bulunan Ardipithecus kadabba gibi öncül
Ardipithecusların bir alt türü kabul edildi.
Fosili
Amerikan paleoantropolog Tim White önderliğindeki takım ilk
Ardipithecus ramidus fosillerini Orta Awash , Etiyopya’da 1992 ile 1994
yılları arasında buldu. O zamandan beri White’ın takımı yüzün üzerinde
A. Ramidus kalıntısı ortaya çıkardı. White ve çalışma arkadaşları
buldukları türe “Ardipithecus ramidus” (“ramid” , Afar dilinde “kök”
anlamına geliyor ve bu türün insanlığın kökü olduğunu anlatıyor , “Ardi”
kelimesi ise yer anlamına geliyor.) adını verdiler. Bu keşfin olduğu
zamanlarda Australopithecus genusu(cinsi) , bilimsel olarak
adlandırılmıştı. White , Ardipithecus adını verdiği yeni genusu
oluşturarak bu genisi Australopithecuslardan ayırdı. 2009 yılında bilim
adamları “Ardi” isimli iskeletin bazı kalıntılarını resmi olarak
yayınladı.
Boyları ve kiloları
Boy : Dişiler ortalama 120 cm (3 ft 11 inç)
Ağırlık : Dişiler ortalama 50 kg ( 110 lbs )
Boy ve ağırlıkla ilgili ek bilgiler:
Şimdilik boy ve ağırlıkla ilgili tahminler sadece kısmı dişi iskeleti
baz alınarak yapılmıştır. Bu iskelete bakılarak yapılan tahminler ,
“Ardi” nin 120 cm ve 50 kg civarı olduğunu gösteriyordu. Erkek üst köpek
dişleri dişilerinkinden çok fazla büyük değil. Buna dayanarak bilim
adamları seksuel dimorfizmin bu tür için çok da fazla olmayacağını
düşünüyor. Yani erkek bireyler, dişi bireylere yakın boyutlardaydı.
Erkek bireylerin hakimiyet için çatışmamış olmaları mümkün ve bu da daha
fazla büyümelerine gerek olmadığını doğrular.
Nasıl hayatta kaldılar?
Ardipithecus ramidus bireyleri genelde omnivordu. Yani bitkiler , et
ve meyvelerden oluşan çeşitli besinlerle besleniyorlardı. A. Ramidusun
zor yenilen kabuklu yemiş ve sert yumru köklerle beslenmedikleri
görülüyor.
**Omnivor olduklarını nereden biliyoruz?
– A. Ramidusun diş minesi ne çok kalın ne de çok ince bir yapıda.
Eğer diş minesi kalın olsaydı , bu Ardi ramidusun sert yumru kök ve
kabuklu yemişlerle beslendiğini gösterirdi. Eğer ince olsaydı bu da
meyve gibi yumuşak besinlerle beslendiğini gösterirdi. A. Ramidus ,
şempanzeler ile Australopithecus ve Homo türleri arası bir diş minesi
kalınlığına sahip , bu da karışık beslenmeye işaret ediyor. A. Ramidus
frugivor (meyve-yiyen) değildi , sert yiyecekler de yemesine rağmen
sonraki Australopithecus türleri gibi ağır çiğnemek için özelleşmiş
dişleri yoktu.
1994'te bulunup üzerindeki 15 yıllık çalısmadan sonra 1 ekim 2009'da resmi duyurusu yapılmıştır.İki bölümlü videoda Discovery`de yayınlanan fosil incelemesini izleyebilirsiniz.
Kaynaklar,
1.https://odatv.com/bu-yazi-evrim-teorisine-bakisinizi-degistirecek-0305161200.html
2.http://humanorigins.si.edu/evidence/human-fossils/species/ardipithecus-ramidus
3.Youtube-Discovery-https://www.youtube.com/watch?v=s4x2JAkMlFc&feature=youtu.be
4.https://en.wikipedia.org/wiki/Ardipithecus_ramidus
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.