Samoa`daki Fa’afafine`lerin Üçüncü Cinsiyeti Tercihmi Yoksa Kız Eksikliğimi?
Ocak 22, 2019
0
Samoa`daki Fa’afafine`lerin Üçüncü Cinsiyet Mücadelesi
Samoa ya da resmî adı ile Bağımsız Samoa Devleti, Güney Büyük Okyanus'unda, Polinezya'da bulunan, adalar topluluğundan oluşan bir ülkedir.Samoa, Güney Pasifik Okyanusu’nda, Hawaii Adaları ile Yeni Zelanda arasındaki bölgenin hemen hemen ortasında, iki büyük, çokça küçük ada üzerine kurulu, yaklaşık 200 bin nüfuslu, demokrasi ile yönetilen bir ülke. Koordinat olarak,13°50′S 171°45′W
Dünya ilginç gelenekleri ile birlikte dönmeye devam ediyor. Bu gelenekler bazen öylesine şaşırtıcı oluyor ki insan inanmakta güçlük çekebiliyor. Hele cinsiyet gibi insanın benliğini etkileyen konulardaki ilginç inanışlar ve töreler bize bazen insanı sorgulamaya itebiliyor. İşte böylesine ilginç bir başka gelenekten bahsedeceğiz sizlere. Haydi Fa’afafine’leri daha yakından tanıyalım…
Samoa kültüründe garip gelenekler mevcut. Örneğin Samoa’da Fa’afafine denen bir üçüncü cinsiyet söz konusu. Bunlar cinsel organları da dahil her yerlerine dövme yaptırıyor ve dövmesiz erkeğe kesinlikle kız vermiyorlar.
Fa’afafine Samoa dilinde Fa’a = gibi, Fafine = kadın, yani kelime anlamı olarak “Kadın gibi” manasına geliyor.
Samoa’nın güneyinde, 169 adet irili ufaklı adada hüküm süren Tonga Krallığı’nda, kadına benzeyenlere, "fakaleiti" deniyor. Tahiti Adası’nın da bulunduğu Fransız Polinezyası’nda ise, karşılığı "rae rae" ya da "mahu". Kısacası, kadına benzeyen, kadın elbiseleri giyen, kadın gibi davranan erkekler, dünyanın bu coğrafyasının bir gerçeği.
Fa’afafine’ler, biyolojik açıdan erkek vücuduna sahip olsalar da kadınsı davranışlar sergileyen insanlara söylenmekte. Bunun ana nedenlerinden biri ise maalesef bireyin ailesinin zorlaması…
Fa’afafine’ler erkeklerle birlikte olup, gerçek bir kadın gibi davranıyor, hatta bazıları estetik operasyonlar ile sonradan gerçek bir kadın bedenine sahip oluyor. Fakat orada bu eğilimler transeksüellik olarak adlandırılmıyor.
Samoa’nın 1961 tarihli Ceza Yasası’na göre, erkeğin fa’afafine olması suç. Gerçi, bugüne dek hiç mahkum olan yok ama, yasa, altı aya varan hapis ve para cezası öngörüyor. Samoa Observer gazetesini okuma fırsatı bulanlar, zaman zaman onlarla ilgili haberlerin çıktığını görürler. Fa’afafine’liğin geleneksel bir uygulama olduğu ve suç olmaktan çıkartılması gerektiği ya da Fa’afafine Birliği’nin Başkanı Roger Stanley’in bundan birkaç ay önceki, "Sakın, geleneklerimizin sadece kadınlara uygun gördüğü dövmelere rağbet etmeyin. Hele bacaklarınıza "malu" yaptırmayın. Onlar kutsaldır, sizi de, dövmeciyi de öldüren çıkabilir. Kadın olduğunuzu düşünebilirsiniz, ama değilsiniz," şeklindeki uyarıları gibi.
Gay Cenneti
Ne yazık ki Batı dünyası, fa’afafine’leri fark ettiğinde, onların Samoa kültürünün bir parçası olduğunu algılayamadı, Pasifik Okyanusu’nun bu bölgesini bir "gay cenneti" olarak pazarladı ve onları bir yandan ciddi bir kimlik bunalımına, diğer yandan cinsel yolla bulaşan pek çok hastalığın kucağına itti. Fa’afafine’lerin, giderek Samoa turizminin odağı haline geldiğini gören ve yozlaşmanın önüne geçmek isteyen hükümet, onlara karşı geleneksel hoşgörüsünü, en azından Batılılara karşı rafa kaldırmak, erkeklerin, karşısındakileri kadınmış gibi aldatmalarını suç saymak ve iki erkek arasındaki ilişkiyi yasaklamak zorunda kaldı. Şehirleşmeyle birlikte fa’afafineler, kendilerini gecenin karanlığında, kulüp ve barların sahnelerinde buldu. Samoa’nın yetiştirdiği en başarılı fa’afafine’si Cindy’ye özenerek, hindistancevizi kabuğundan sutyenleri, göbeklerini ortada bırakan ottan yapılmış etekleri, uzun siyah perukları ve tek kulağın üstüne tutturulan çiçeklerle, Avrupalı ve Amerikalı erkeklere, görmek istedikleri Pasifik cennetini sundular. Ekonomik zorluklar nedeniyle ülkesini terk ederek Avustralya ve Yeni Zelanda’ya göç edenlerin bir bölümü seks endüstrisine katıldı, bir bölümü eşcinsellerin haklarını savunmak, HIV ve AIDS ile mücadele etmek için aktivist oldu. Yedi milyar nüfuslu dünyada, sayıları okyanusta damla kadar olsa da, antropolog, sosyolog, psikolog ve tabii genetikçilerin ilgi odağı olmayı sürdürüyorlar.
Samoa dövmeleri
Dövme meraklıları, Samoa kadın ve erkeklerinin bedenlerini süsleyen ve her biri sanat eseri değerindeki dövmeleri iyi bilir. Avrupalılar, Samoa kadınlarını ilk kez 1722’de gördü. Üç Hollanda gemisine komuta eden Kaptan Jacob Roggewein, kadınların bacaklarının dövmeli olduğunu anlamamış, seyir defterine "Dizlerinden ayak bileklerine kadar olan kısmı, olağanüstü güzellikte ipek pantolonlarla örtüyorlar" diye yazmıştı.
Batılılar, bu ilk karşılaşmadan 180 yıl sonra, Samoalıların cinsel organları da dahil olmak üzere, vücutlarının her yerini dövmelerle süslediklerini, ancak her birinin ne zaman, nasıl yapılacağının sıkı kuralları olduğunu, dövmesiz erkeğe kız verilmediğini, yıllarca bu adaların dili, kültürü ve doğasını inceleyen Alman hekim ve antropolog Augustin Kramer sayesinde öğrendiler.[kaynak]
Dövmelerin nasıl yapıldığını görmeleri için, bir çeyrek asır daha beklemeleri gerekecekti. Ta ki belgesel filmin öncülerinden Robert Flaherty’nin, Moana adlı filmini çektiği 1926’ya kadar.[kaynak]
Biyolojik mi yoksa kız eksikliğimi?
Gelelim Fa’afafine’lerin nasıl bu kararı verdiklerine. Samoalı ailelerin yüzyıllardan beri başvurduğu bir gelenek bu. Geleneğe göre erkek çocuklarından birini temizlik, çocuk bakımı, bulaşık ve yemek pişirme gibi ev işlerinde kullanmak için onları bir kadın gibi yetiştiriliyor.
Samoalı aileleri buna iten ana sebep ise ailelerindeki doğan kız çocuğu sayısının erkeklerinkinden sayıca az olması. Yani Fa’afafine’ler gelişim dönemlerinde buna dair bir zorlamaya maruz kalıyorlar.
Kanadalı psikolog Paul L. Vasey, ailelerin kız çocuğu şeklinde yetiştireceği erkek çocuğu nasıl seçtiklerini sorgulamış ve bu amaçla çok sayıda fa’afafine ile görüşmüş. 2007’de yayınlanan araştırmasında, çocuk seçiminin rastlantısal olmadığını, ev işlerini yapacak kız eksikliğinden kaynaklanmadığını, zaten "kız gibi" davranışlar sergileyen erkek çocuğun fa’afafine’ye dönüştürüldüğünü kaydediyor.[kaynak]
Benzer sonuçlara ulaşan başka araştırmacılar da var. O zaman, bir erkeğin fa’afafine olması, acımasız ailesinin ona biçtiği bir rol değil, zaten kendinde var olan biyolojik bir özelliğin farkedilerek, bastırılmak yerine, kabullenilmesinden ibaret. Böylelikle eşcinselliğin kişisel bir tercih değil, genetik temelli olduğu bir kez daha kanıtlanıyor.
Kaynaklar,
1.https://www.sbs.com.au/news/fa-afafine-the-boys-raised-to-be-girls
2.http://www.hurriyet.com.tr/romeo-dan-fa-afafine-lere-8570812
3.Video-https://www.youtube.com/watch?time_continue=25&v=F9xvkCa63Js
4.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2176197/
5.http://www.etpisonmuseum.org/pdf/Dr.%20Augustin%20Kramer.pdf