Altın Oran Gerçekten Mucize Midir?

0
Bildergebnis für altin oran 
Altın Oran Gerçekten Mucize Midir?
Sanat, mimarlık ve tasarım dünyasında, altın oran adı ile sık karşılaşırız. Parthenon, Giza Piramitleri, Michelangelo’nun tabloları, Mona Lisa ve hatta Apple logosunun bile bu sayıyı içerdiği söylenir.[kaynak] Ancak bu aslında bir  şehir efsanesi, bir mit, bir tasarım dedikodusundan öte değildir.
Bu bilgiyi destekleyecek hiçbir bilimsel araştırma yoktur. Altın oranın güzelliğin arkasında gizemli bir matematik olduğuna inananlar ise 150 yaşındaki bir aldatmacaya dahil olmaktadır.
İlk kez 2300 yıl önce Öklid’in Elementler[kaynak] isimli eserinde adı geçen bu bilgi,  “Bir küçük sayı, bir büyük sayıya oranlanıyor ve çıkan sonuç, büyük sayının, bu iki sayının toplamına oranına eşit çıkıyorsa, bu iki sayı altın oranda kabul edilir.” biçimindedir.
Altın oranın en meşhur uygulaması ise altın dikdörtgen olarak bilinen şekildir.[kaynak]
Elinizde iki nesne var ise yukarıda yazılı olan oranlamayı yaptığınızda karşılaşacağınız değer 1,6180 olacaktır. Yalnız burada bir sorun var. Matematiksel açıdan altın oran 1.6180339887… şeklinde devam etmektedir.
Bunun anlamı şu…
Altın oran değeri pi sayısı gibidir. Gerçek dünyada mükemmel bir çemberi bulmak nasıl mümkün değilse, altın oran da gerçek dünyadaki herhangi bir nesneye uygulanamaz. Yani her zaman biraz eksik kalacaktır çünkü altın oran irrasyonel bir sayıdır.
İpad’ın 3:2 görüntü ortamı, HD TV’nizdeki 16:9 görüntü oranı, “bu değerler etrafında dönmektedir” ama altın oranı sağladığı söylenemez.altin-oran-tasarimin-en-buyuk-miti1
Tarihsel sürece baktığımızda, altın oran kavramı ile estetik arasındaki ilişki fikrinin temelde iki kişiye dayandığı gözüküyor.
Bunlardan ilki, 1509’da De Divina Proportione isimli kitabı yazana ve altın oran kavramı ortaya atan bir rahip olan Luca Pacioli idi.[kaynak] Ancak Pacioli kitabında altın oran ve estetik arasındaki ilişkiden değil, birinci yüzyıl Roma mimarı olan Vitruvius’tan sonra ismini alan Vitruviyen sisteminden bahsetmiş idi. Ancak Pacioli, Leonardo da Vinci ile yakın arkadaş idi, Vinci’nin eserleri de 19.yüzyılda büyük bir şöhret kazanmıştı. Pacioli’nin kitabının resimlerini de da Vinci yapmıştı. Onun eserlerinde, altın oranı benimseyip kullandığı yolunda spekülasyonların ardında yatan temel ilişki budur.
Altın oran ile ilgili algılarımızı şekillendiren kişi altın oranın “bir manevi ideal olarak, kozmik veya bireysel, tüm yapılara, biçimlere ve oranlara” uygulandığını söyleyen ve bu oranın hem doğa hem de sanatta güzelliği ve eksiksizliği tanımlayan evrensel bir yasa olduğunu iddia eden bir Alman psikolog Adolf Zeising oldu.[kaynak]

Zeising baktığı her yerde desenler gördüğünü iddia ediyordu. Zeising’e göre altın oran insan vücuduna uyarlanabilirdi. İnsanın göbek deliğinden ayak parmaklarına olan uzaklığın, toplam boyuna bölünmesi altın oranı vermesi gerekir.[kaynak]
Oysa ki insan vücudu gibi karmaşık herhangi bir şeyi ölçerken, 1,6’ya çok yakın olan bol miktarda orana ulaşmak mümkün olabilir.
Zeising’in teorileri, zamanla son derece popüler oldu ve hiçbir zaman ortadan kaybolmadı. 20. yüzyılda, ünlü İsviçreli Fransız mimar Le Corbusier, Modulor antropometrik oran sistemini altın orana dayandırdı. Dalí, ustalık eserlerinden biri olan Son Yemek Ayini’ni altın dikdörtgen şekilli bir tuval üzerine boyadı. Bu arada sanat tarihçileri, tarihin büyük tasarımlarına göz dikerek altın oranı geriye dönük olarak Stonehenge, Rembrandt, Chatres Katedrali ve Seurat gibi eserlere uygulamaya başladı.tarihin en büyük tasarımlarından geri dönmeye başladılar. Altın oran ve güzellik arasındaki bağlantı o zamandan beri uydurma bir haberden yola çıkarak varlığını korudu.
Altın oranın estetik yönü bir uydurma ise, neden bu mit devam ediyor?
Stanford Üniversitesi’nde matematik profesörü olarak çalışan Keith Devlin[kaynak], bunu şu şekilde açıklıyor.
“Desenler görmek ve anlamını aramak için genetik olarak programlanmış yaratıklarız ve bunları sınırlı olan matematik algımızla gerçekleştirmeye çalışıyoruz. İnsanlar etraflarında altın oranı gördüklerini düşünüyorlar, dünyada ve sevdiği nesnelerde bunu arıyorlar, ancak doğruluğunu ispat edemiyorlar. İnsanlar çevrelerinde, doğal dünyada ve sevdikleri nesnelerde altın oranlarını gördüklerini düşünüyorlar, ancak bunu doğrulayamıyorlar. Onlar, gördükleri kalıpların aldatıcı olduğunu söyleme matematik becerileri olmadan, evrenin düzeninde anlam bulma arzusunun kurbanıdır.”[kaynak]
Keith Devlin`in konu hakkındaki konuşması için alttaki videoyu izleyebilirsiniz.[kaynak]
Prf.Ali Demirsoy`dan konu hakkındaki yorumunu izleyelim.[kaynak
fibonacci celebrities by igor kkk 
İnsan yüzündeki Altın Oran fotoğrafları
İnsan yüzüyle ilgili Fibonacci Dizisi ya da Altın Oran fotoğraflarına bakın. Mutlaka, diziyi yüze uydurmak için esnetme, kaydırma, vb. hilelere başvurulmuştur. Örneğin kafa tam bir dikdörtgen içine alınmaz, gözler kıvrım noktalarına denk gelecek şekilde özellikle yerleştirilir, fotoğraflar esnetilir, vs. Çünkü yüzümüz Fibonacci dizisine falan uymamaktadır. Fotoğraflarda gösterilen de budur. Eğer ki birkaç tanıdık ünlünün yüzünü alıp, kusursuz olacak şekilde gerçekten Fibonacci dizisine veya Altın Oran'a uydurmaya çalışsaydık, acaba nasıl sonuçlar elde ederdik? Bu bize estetik gelir miydi? Bu sorunun cevabını, görseldeki yüzlere bakarak alabilirsiniz.[kaynak]

Kaynaklar,
1.https://en.wikipedia.org/wiki/Euclid%27s_Elements
2.https://en.wikipedia.org/wiki/Adolf_Zeising 
3.http://www.sacred-geometry.es/?q=en/content/phi-human-body 
4.https://www.fastcompany.com/3044877/the-golden-ratio-designs-biggest-myth 
5.Video-Stanford-https://www.youtube.com/watch?v=4oyyXC5IzEE 
6.https://www.designboom.com/art/golden-ratio-faces-igor-kkk-fibonacci-celebrities-06-01-2015/
7.https://www.matematiksel.org/altin-oran-tasarimin-en-buyuk-miti/
Tags

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.
Yorum Gönder (0)
Our website uses cookies to enhance your experience. Learn More
Accept !