Hortumlular (Fillerin) Evrimi

0

Bildergebnis für elephant evolutionHortumlular (Fillerin) Evrimi
Hortumlular takımının üç temel evrimsel yayılımı ve 161’in üzerinde soyu tükenmiÅŸ üyesi belirlenmiÅŸtir. Ä°lk hortumlular, Paleosen’in sonlarına doÄŸru ilk evrimsel yayılımı gerçekleÅŸtiren Afrikalı Phosphatherium ve Eritherium cinsleridir. 1996 yılında Fas’ta bulunan kalıntıları ve bir tilki büyüklüğündeki Phosphaterium 56 milyon yıl önce yaÅŸamıştır.[kaynak
Eosen döneminde Hint alt kıtasında Anthracobunidae familyası ve Afrika’da Numidotherium, Barytherium ile Moeritherium cinsleri yaÅŸamışlardır. Görece küçük olan bu hayvanlar suda yaÅŸamaktadırlar. Moeritherium cinsi hortumlular ise yaklaşık bir tapir yani 110 cm büyüklüğündedirler; uzun burun ve dudakları ile kafası domuza benzemekteydi ve ön diÅŸleri görece daha uzundu. Fillere benzeyen özellikleri yanında deniz inekleri ile de bazı ortak özelliklere sahiptiler. Sonraları ise Phiomia ve Palaeomastodon cinsleri ortaya çıkmıştır. Palaeomastodon, ormanlık ve yarı açık aÄŸaçlık bölgelerde yaÅŸamaktaydı. Hortumluların çeÅŸitliliÄŸi ise Oligosen döneminde azalma göstermiÅŸtir. Bu dönemin dikkate deÄŸer türlerinden bir diÄŸeri, daha sonra ortaya çıkacak ve çeÅŸitli türlerin atası olan ve Afrika Boynuzu’nda yaÅŸamış Eritreum melakeghebrekristosi türüdür ve Miyosen’in baÅŸlarına doÄŸru Deinotheriidae ve Mammutidae türleri ile ikinci evrimsel yayılma yaÅŸandı. Bunlardan ilki Afrika ve Avrasya’daki  Barytherium cinsi ile ikincisi de Eritreum cinsi ile akrabadır ve Kuzey Amerika’ya yayılmışlardır.
Moeritherium isimli, 60 cm yüksekliÄŸindeki hayvan 40 milyon yılda, bugün yaÅŸayan en büyük kara hayvanı olan fillere dönüştü. 
Ä°kinci evrimsel yayılım Eritreum cinsinden türeyen Gomphotheriidae ailesinin Miyosen döneminde ortaya çıkmasıyla Afrika’da baÅŸlamıştır ve Avustralya ile Antarktika dışında diÄŸer tüm kıtalara yayılmışlardır. Bu grubun üyeleri arasında Platybelodon ve Gomphotherium cinsleri bulunmaktadır. Üçüncü evrimsel yayılma ise Miyosen’in sonlarına doÄŸru baÅŸlamış olup Gomphotheriidae ailesinden türeyen ve uzun bir sürede bunların yerine geçen filimsilerin ortaya çıkışına sebep olmuÅŸtur. Afrikalı Primelephas gomphotheroides türünden Loxodonta, Elephas ve Mammuthus cinsleri evrimleÅŸmiÅŸtir. Bu grubun içinde ilk olarak Pliyosen ile Loxodonta Miyosen arasında diÄŸerlerinden ayrışmış; Elephas ile Mammuthus ise Pliyosen’in baÅŸlarında ayrılmışlardır. Loxodonta Afrika’da kalmış Elephas Avrasya’ya, Mammuthus ise hem Kuzey Amerika’ya  hem de Avrasya’ya yayılmıştır. Aynı zamanda Gomphotheriidae ailesinden gelen bir baÅŸka hortumlu ailesi olan Stegodontidae ailesi de Hint alt kıtası, GüneydoÄŸu Asya, Çin ve Japonya olmak üzere Asya’ya yayılmışlardır. Mammutidae ailesi mastodon gibi yeni türlere evrimleÅŸmiÅŸlerdir.
Buzul Çağı’nın baÅŸlarında filimsiler yüksek oranda türleÅŸme sürecine girmiÅŸlerdir. Loxodonta atlantica ise Afrika’nın kuzeyinde ve güneyinde en yaygın filimsi türüdür ancak Buzul Çağının sonlarında yerine Elephas iolensis türü geçmiÅŸtir. Elephas Afrika’dan tamamen yok olmuÅŸ olup Loxodonta cinsi çaÄŸdaÅŸ türlerle baskın hâle gelmiÅŸlerdir. Elephas cinsi ise Asya’da E. hysudricus ve çaÄŸdaÅŸ Asya filinin atası E. platycephus gibi yeni türlere evrimleÅŸmiÅŸtir. Mammuthus cinsi aralarında tanınmış olan tüylü mamut da dahil olmak üzere çeÅŸitli türlere ayrılmıştır. Buzul Çağının sonlarında hortumlu türlerinin çoÄŸu Dünya üzerinde 5 kilogramın üzerinde olan cinslerin %50’sinin yok olduÄŸu buzulların ilerlemesi sırasında ortadan kaybolmuÅŸlardır.
 
Fil Aile Ağacını Sarsan Genetik Çalışma
Yeni analiz için bilim insanları, Afrika ve Asya fillerinden gelen iki kanıt dizisi için tüylü mamutlara ve P. antiquus’a baktılar. Sadece annelerden yavrularına geçen mitokondriyal DNA ile anne ve babanın genlerinin karışımı olan nükleer (çekirdek) DNA’yı incelediler.
AraÅŸtırmacılar, Almanya’daki iki bölgeden elde edilen P. antiquus kemiklerinden DNA’yı (Ilıman iklimdeki bu eski kemiklerden baÅŸarıyla toplanan ilk DNA’lar arasında) çıkarmak ve çoÄŸaltmak için çok duyarlı laboratuar tekniklerine dayandılar. 
Max Planck Enstitüsü Evrimsel Antropoloji bölümünden araÅŸtırmacı aynı zaman da makalenin ilk yazarı olan Matthias Meyer, “Åžimdiye kadar, yüzbinlerce yıllık kemikler üzerinde yapılan genetik araÅŸtırmalar, neredeyse yalnızca donmuÅŸ toprak tabakalarından toplanan fosillere dayanıyordu.” diyor. “Laboratuar yöntemlerindeki son geliÅŸmelerin, DNA’nın çok daha hızlı bir oranda bozulduÄŸu daha sıcak bölgelerden de çok eski DNA dizilerini kurtarabilmemizi saÄŸladığını görmek cesaret verici.” diye ekliyor.
Mitokondriyal analiz, P. antiquus ile Afrika orman filinin ortak atasının 1,5 milyon ile 3,5 milyon yıl önce bir zamanda yaşadığını ortaya çıkardı. Afrika savan filiyle en yakın ortak ataları ise 3,9 ile 7 milyon yıl önce yaşadı.[kaynak]

kenya-fildisi
Zoraki Bir Evrim: Filler Artık İnsanlığın Zulmüne Maruz Kalmamak İçin Sakat Doğuyor
Afrika’da 1979 yılında 3 milyona ulaÅŸan fillerin sayısı 1989 yılında 609 bine düştü. Bunun üzerine birçok ülke fildiÅŸi ticaretini yasakladı fakat bu fillerin öldürülmesini engellemeye yetmedi.
Kaçak avcılık bu hızla devam ederse yüzyıl içerisinde fillerin tamamı yok olacak.
Avlanma, besin bulma, sürüsünü koruma gibi birçok hayati eylemi gerçekleştirebilmek için fillerin dişlerine ihtiyacı var. Bu yüzden bir filin dişsiz olmak onun için çok büyük bir dezavantaj.
Zambiya’daki Ulusal Park’ta görev yapan Amerikalı zoolog Mark Owens ve Delia Owens’ın yaptığı araÅŸtırma fillerin artık %38’inin diÅŸsiz doÄŸduÄŸunu gösteriyor.Bir fil diÅŸsiz doÄŸduÄŸunda ne kadar savunmasız olursa olsun, insanlar tarafından avlanmadığı için çiftleÅŸme ve soyunu devam ettirme imkanı daha yüksek.[kaynak]
Fillerde mutasyon
Dişleri olmayan filler öldürülmediği için birbirileriyle çiftleşerek, dişsiz yavrular doğuruyor. Bu da bir süre sonra dişleri oluşturan genlerin mutasyona uğramasına sebep oluyor. Böylece yeni fil nesilleri dişsiz dünyaya geliyor.Bir filin dişsiz olması onu sakat kategorisine sokuyor. Fakat bu eksiklik fillerin kurtuluş yolu haline geldi.
YoÄŸun kaçak avcılık sebebiyle hayatta kalanların küçük diÅŸli ve diÅŸsiz fillerin yavrularında da küçük diÅŸler ya da diÅŸsizlik baÅŸ gösterdi. Kenya’daki fillerin diÅŸ boyutları ciddi oranda küçülürken, Güney Afrika’da Addo Fil Milli Parkı’nda doÄŸan diÅŸi fillerin yüzde 98’i artık diÅŸsiz. Gorongosa’daki araÅŸtırmacılar fillerin davranışlarında da deÄŸiÅŸmeler meydana geldiÄŸini açıklıyor.
Saldırganlık
DiÅŸi fillerde ‘saldırganlık’ geliÅŸmiÅŸ durumda. DiÅŸi filler yoldan geçen taşıtlara ve insanlara karşı düşük toleranslı hale geldi. Yavrularını kaçak avcılara koruma içgüdüsünde kaynaklı olabileceÄŸi düşünülüyor. Filler diÅŸlerini suyu kazarak lifli gıdalara ulaÅŸmak ve diÅŸiler için rekabet etmek amacıyla kullanıyorlar. California Los Angeles Ãœniversitesi’ndeki evrimsel biyologlar, fillerin neden böyle bir sürece girdiÄŸi ve diÅŸ kaybının neden kadınlarda oluÅŸtuÄŸunu bulmak araÅŸtırma yürütüyor.[kaynak]
Ä°nsanların sadece dekor amaçlı kullandıkları fildiÅŸleri, filleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya getiriyor. DiÅŸsiz doÄŸan filler insanlar tarafından yok edilmiyor fakat yemek ve su için toprağı kazamıyor, düşmüş aÄŸaçları oynatarak kendilerine yol açamıyor ve kendilerini savunamıyorlar.  
Kenya hükümeti yasadışı avlanmaya ve fildişi ticaretine karşı, 100 milyon dolar değerinde olan 105 ton fildişini ateşe verdi.

Kaynaklar,
1.http://factsanddetails.com/asian/cat68/sub431/item2473.html 
2.https://www.telegraph.co.uk/science/2019/01/11/elephants-evolving-lose-tusks-following-decades-ivory-poaching/
3.https://www.sciencedaily.com/releases/2017/06/170606112809.htm
4.https://en.wikipedia.org/wiki/Phosphatherium
Tags

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.
Yorum Gönder (0)
Our website uses cookies to enhance your experience. Learn More
Accept !