46 Yaşında Hayatını Kaybeden İşaret Diliyle Konuşan Muhteşem Goril Koko
46 yaşında ölen Koko iletişime geçebilmek için Amerikan İşaret dilini kullanırdı. Başka bir canlının daha önce insanlara gösteremediği bir bakışı açısı sunan Koko’nun ölümü hayranlarını yasa boğdu.
Koko, şüphesiz eşsiz bir canlıydı. Kendisini bir kraliçe olarak görür, bu işareti kullanarak kendini tanımlardı. Daha önce iki defa National Geographic dergisinin kapağını süsleyen Koko, ilk kedisi “All Ball” ile bir de ayna karşısında çektiği selfie ile poz vermişti. Koko, primatların idrak becerilerini ve türlerin iletişim kapasitelerini anlayabilmemizde olağanüstü bir katkı sağladı. 1000’den fazla işaret kullanmakla birlikte 2000 kadar İngilizce sözcüğe yanıt verebiliyordu.
Yine de eleştirmenler Koko’nun günlük hayatında kullandığı kelimeleri sahiden anlayabilip anlayamadığından şüpheliydiler. Koko bunları yalnızca taklit ediyor da olabilirdi. The Gorilla Foundation (Goril Vakfı), kendisiyle 2001’de tanışan komedyen Robin Williams’ın ölümünü Koko’ya ilettiklerinde, gorilin ağır başlı ve yaslı göründüğünü bildirdi. Koko’nun tüm bunları taklit edip etmediği muallakta olmakla birlikte Robin Williams’la birlikte paylaştığı kahkahalı mutlu anıları vardı.
Robin Williams dışında, Red Hot Chili Peppers’ın Basçısı Flea ve Uzay Yolu’ndaki Captain Kirk rolüyle tanıdığımız William Shatner’da Koko’yla tanışan ünlülerden…
Koko, Afrika’nın en yaygın türünden olan Batı Afrika Düzlük Gorili cinsinden geliyor. 4 Temmuz 1971’de San Francisco Hayvanat Bahçesinde doğdu. İsmi Japonca’da ‘Havai fişek çocuğu’ anlamına gelen Hanabi-ko’dan geliyor. Hayvan psikiyatristi Frances “Penny” Patterson, düzlük gorili dilbilimciliği çalışmaları projesinin bir parçası olarak 1 yaşındayken Koko’ya işaret dilini öğretmeye başladı. Patterson 1976’da Koko’yu sahiplenebilmek için binlerce dolar para biriktirdi. Bu parayla aynı zamanda Kaliforniya, Redwood City’deki The Gorilla Foundation’ı kurdu. Koko ve Patterson birlikte 42 yıl geçirdiler ve ‘Koko Projesi’ adı verilen çalışma dil ve maymun üzerine yapılan en uzun çalışma oldu. Geçtiğimiz hafta The Gorilla Foundation Koko’yla ilgili “Gorilleri temsil ederek, türler arası iletişim ve empatide bir simge haline geldi ve milyonlarca hayata dokundu. O hepimiz için çok özeldi ve onu unutmayacağız” şeklinde açıklama yaptı.
Koko’yu özel yapan şey yalnızca iletişim becerisi değildi. Yaklaşık 130 kiloluk gorilin kediler için yufka bir yüreği vardı. Araştırmacılar en sevdiği resimli kitabın Üç Küçük Kedicik ve Çizmeli Kedi olduğunu söylediler. Bir keresinde Koko’ya hediye olarak doldurulmuş kedi alınmış. Vakıfla çalışan biyolog Ron Cohn 1985’te LA Times’daki röportajında “İnanılmaz bir şekilde üzülmüştü. Doldurulmuş hayvanı görmezden gelip, rahatsızlığını göstermek için iç geçirdi” diye belirtiyor. Bununla birlikte Cohn, Koko’yu memnun etmek için ona gelecek doğum gününde terk edilmiş bir yavru kedi edindirdiklerini ve Koko’nun gülümsediğini ekliyor. Koko, yavru kedi All Ball’ı bir trafik kazasında ölene kadar sevgiyle büyüttü.
Doğal hayattaki gorillerin ortalama ömürlerinin 35 – 40 arası olduğu düşünüldüğünde, Koko’nun istisnai uzun bir ömrü oldu. İşaret dilini çalışmadığı zamanlarda oyun oynayarak ya da elma, kuru yemiş ve mısır atıştırarak vakit geçiriyordu. Özel gün kutlamalarına ve partilere bayılırdı. Bunun yanı sıra Koko, “Mussolini ile Çay,” ve “Jurasic Park” filmlerinden çok etkilenmiş; hatta, Patterson’ın söylediğine göre dinozor oyuncağından korkmaya başlamıştı.
Patterson’la Koko, türler arası bir aile olarak tanınıyorlar. Şu an 71 yaşında olan Birbirlerinden sürekli öğrenerek ve birlikte yaşlanarak bir ömür geçirdiler. Şu an 71 yaşında olan Patterson bir keresinde ölümü bile tartıştıklarını belirterek, ona öldüklerinde hayvanların nereye gittiğini sorduğunu ve Koko’nun da “huzurlu bir boşluğa” diye cevap verdiğini söyledi.
The Gorilla Foundation Koko’nun hatırasını, Afrika’daki doğal hayatı koruyarak, The Maui Great Ape Sanctuary (Maui Büyük İnsansı Maymunlar Sığınağı)’yi ve işaret dili uygulaması üzerindeki çalışmaları daima sürdürerek onurlandıracağını söyledi.
Koko zamanında kendisin için “iyi bir goril-insan” ifadesini kullanmıştı. Biz de üzerine daha iyisini söyleyemezdik.
Goril Koko ve evrimin geleceği
Peki, insanlardan eğitim almayan hayvanlarda bu yetilere neden
rastlamıyoruz? Tarzan diyeyim anlayın. Ya da şöyle açıklayalım: dil
zaten öğrenilen bir şey, en yakınımızdakilerden duyarak, tekrarlayarak
ve bir eğitimden geçerek öğreniyoruz. Anadil dememiz boşuna değil. Doğar
doğmaz insanlardan uzaklaştırılsak ve bu dile maruz kalmasak bizler de
‘insanca’ konuşamayız ve kendimizi başka şekilde ifade etmek zorunda
kalır, başka türlü bir dil uydururuz. Ki hayvanlar da zaten bunu
yapıyor. Tüm maymun cinslerinin son derece kompleks iletişim sistemleri
var. Sesler, ifadeler, hareketler, duruş, yürüyüş ve aralarındaki en
ufak farklar bambaşka anlamlara geliyor. Hatta 2006’da yapılan bir
araştırmayla gorillerin kendi aralarında kullandıkları bir işaret
dilinin var olduğu bile keşfedildi. Kimi çalışmalar hayvanların
konuşamamasının sebebini dil-ağız-boğaz yapılarının, kimileri de ön
beyin fonksiyonlarının yeterli derecede gelişmemesine bağlıyor. Koko tüm
hayatı boyunca bir bebeğin özlemini çekti. Belki Koko anne olabilseydi
ve biyolojik çocuğuna işaret dilini öğretebilseydi şu anda elimizde
hayvanların neden ve nasıl konuşup konuşamadığı ile ilgili bambaşka
kanıtlar olurdu, olamadı. Olsun, bilim istediğimiz seviyeye gelmemiş
olsa dahi hayvanların bilişsel kapasitelerinin sandığımızın üstünde
olduğunu kabul etmek çok önemli. Çünkü hayvanlara yapılan kötülüklerin
çoğu onların aptal ve duygusuz canlılar olduğu tezine dayanıyor.
Etrafında olup biteni anlamayan, kendini ifade edemeyen, acı ve üzüntü
hissetmeyen varlıklar üstünde deneyler yapmak, onları zalim koşullarda
yaşatmak, öldürmek, işkence etmek, yemek normal karşılanıyor. Koko bir
vâris bırakmamış olabilir ama o ve arkadaşları çok daha değerli bir
miras bıraktılar bizlere: Bu gezegeni paylaşan canlıların birbirleriyle
‘konuşmasının’, birbirini anlamaya çalışmasının ve birbirine empati
duymasının önemini öğrettiler. Sadece Koko, Kanzi, Washoe, Alex ve
Chaser de değil üstelik; alet kullanan kuşlar, yas tutan filler,
yardımsever şempanzeler, gelecek duygusu taşıyan domuzlar… Hepsinin bize
söyledikleri bir şey var. Evrimin geleceğinde esas mevzu hayvanların
konuşup konuşamayacağı, beyinlerinin yeterince evrilip evrilmediği
değil, esas mevzu biz insanların beyinlerinin ve şuurunun bu hayatı
paylaştığımız diğer canlılara iyi ve hakkaniyetli davranacak kadar
gelişip gelişmeyeceği. Umalım ki gelişsin, bunu Koko’ya borçluyuz.
Kaynaklar,
1.https://popsci.com.tr/muhtesem-goril-koko-46-yasinda-hayatini-kaybetti/
2.Video-PBS Nature 1999-https://www.youtube.com/watch?v=8oh1uhrdc6w