'Kendini Gerçekleştiren Kehanet' ve "Pygmalion Etkisi"
Mayıs 06, 2018
0
'Kendini Gerçekleştiren Kehanet' ve "Pygmalion Etkisi"
Bu konuda bir Yunan Hikayesi var,
Mite göre Kıbrıslı yalnız heykeltraş Pygmalion, Fildişinden yonttuğu heykele aşık olur. Galatea ismini verdiği heykele duyduğu saplantıyı fark eden Tanrıça Aphrodite Galatea'yı canlandırır ve yontucusuyla aşk yaşamasını sağlar. ''kendini gerçekleştiren kehanet'' olarak literatüre geçen bu terim beklenti yansıması olarak da tanımlanabilir.
"the goal of this procedure is to build the trainee's self-efficacy through "small wins" by starting with easily mastered subtasks and gradually increasing difficulty and complexity until the trainee feels confident of performing the whole task."[1]
“bu prosedürün amacı, stajyerin öz-yeterliliğini kolayca küçük ustalarla başlayarak ve küçük zorluklarla ve zorluklarla birlikte giderek artan zorluk ve karmaşıklığı başararak“ küçük kazançlar ”aracılığıyla stajyerin öz-yeterliliğini inşa etmektir.
"furhermore, managers should be trained in how to use the technique of positive self-modeling, which involves trainees' watching videotapes of themselves performing a task, with the mistakes removed through editing."[1]
Bu prosedürün amacı, stajyerin öz-yeterliliğini kolayca küçük ustalarla başlayarak ve küçük zorluklarla ve karmaşıklıkla giderek artan zorlukları ve karmaşıklığı artırarak ve tüm görevi yerine getireceğinden emin olana kadar "küçük kazançlar" yoluyla inşa etmektir.
Teorinin gerçek hayattaki karşılığına bakarsak,
Kendisine saygı duyulmadığını düşünen bir kişi, gerçekte böyle bir durum söz konusu olmasa da, bu algısı nedeniyle çevresindeki insanların tavırlarını düşmanca algılayacak, pek çok durumda aşırı hassas davranacak ve çevresine karşı şüpheci yaklaşacaktır. Rosenthal iletişimle ilgili yapılan araştırmalar içinde en önemlilerinden birini sınıfta pygmalion adlı kitabında sunmaktadır. Rosenthal ve Lenore Jacobson’ın 18 öğretmen ve 650 çocuk olan bir ilk okulda yaptıkları çalışmalarda, her sınıftan eşit sayıda öğrenci rastgele seçilmiş iki gruba ayrılmıştır. Araştırmada Rosenthal öğretmenlere, bazı öğrencilerin diğer bir grup öğrenciye göre daha yüksek potansiyel gösterdikleri belirtiyor. gerçekte çocuklar rastgele seçilmiş bile olsalar, okulda geçirdikleri bir yılın ardından görülüyor ki: yüksek potansiyele sahip olduğu belirtilen sınıfta olan çocuklar genel zeka testlerinden ortalamanin üstünde puanlar alırken, diğer grupta yer alan çocuklar için önemli bir değişim söz konusu değil.
Rosenthal’a göre, öğretmenlerin yüksek performans beklentisi, öğrencilerine söyledikleri , yüz ifadeleri, beden dilleri gibi sözel ve sözel olmayan çeşitli yollarla iletilmiş olabilir. Bu deneyde her iki grup arasında öğretmenlerin öğrencilerle geçirdiği süre açısından bir fark bulunmamaktadır, Ancak öğrencileri ile kurdukları ilişkinin niteliği daha farklıdır. Bu şekilde gruba hissettirilen olumlu beklentinin öğrencilerin benlik kavramları üzerinde etki etmiş ve motivasyonlarını, kavrama becerilerini yükseltmiş olduğu düşünülmektedir. Böylelikle gelişen olumlu beklentileri öğrenmelerini desteklemiştir. Rosenthal’ın hazırladığı çalışmayı takip eden 20 yıl boyunca, kendini gerçekleştiren kehanet teorisinin sınırlarını araştıran pek çok araştırma yapıldı. Bugünkü görüşe göre, bir heykelin gerçeğe dönüşmeyeceğini biliyor olsak da, beklentiler sayesinde kendi performans düzeyimizi ve diğerlerinin performansını etkileyebileceğimizi biliyoruz. Kendini gerçekleştiren kehanet kavramı, bir bakıma beklentilerimizi kontrol altına almamızın, yaşamımızı kontrol altına almamız anlamına geldiğini öne sürmektedir. Beklentilerimiz davranışlarımızı yaratır ve bu nedenle başarıya ulaşabilmenin önemli bir yolu da, düşüncelerimizi ve beklentilerimizi kontrol altına almaktan geçer.
Rosenthal beklentileri ifade önemli noktalar olduğunu belirtiyor. Bu noktaları temel olarak özetlemek gerekirse,
(1) Karşımızdaki kişiye kendimize güvendiğimizi ve yaptığımız iş konusunda iyi olduğumuzu göstermeliyiz: yani “ben öğretmek konusunda pek de iyi değilimdir” diyerek, olumsuz bir beklenti yaratmak yerine, “benimle çalışmaya devam edin – ben kazanmanızı sağlarım” diyerek olumlu bir beklenti oluşturarak, beklentinin kendini gerçekleştirme kehanetinin vuku bulmasına olanak sağlayabilirsiniz.
(2) Karşınızdaki kişinin yeteneklerine ve becerilerine güvendiğinizi belirtin: “bunu başarabileceğini biliyorum” cümlesinin sonrasında başarı getirme olasılığı, “bunu başarabileceğinden emin değilim” dediğinizdeki durumdan çok daha yüksektir.
(3) Sözel olmayan iletişim önemlidir: iletişim sırasında uzaklara bakmak, kesik kesik konuşmak, kararsız ses tonu ve mesafeli duruş olumsuz beklentilere neden olurken, gülümseme, başıyla onaylama, dokunma, göz kontağı, neşeli tavır, iyimser bir enerji olumlu etkiler sağlamaktadır.
(4) Performans alanında birlikte çalıştığınız kişilere hem belirgin konularda, daha genel geniş bir boyutta geri bildirimde bulunmanız önemlidir: ancak bu geri bildirimi nasıl yaptığınız daha önemlidir. olumlu tutum, kötü bir sonuçla karşılaşıldığında bile “çok iyi olmuş, birkaç teknik eksikliğin ötesinde her şey çok iyi” diyen kişinin sahip olduğu tutumdur. olumsuz beklentiler yaratan durum ise, devamlı “her şey yanlış gidiyor” “yeniden deneyin, ne demek istediğimi anlayacaksınız” diyen ve açıklamalardan kaçınan tutumdur.
Kaynaklar,
1.s.s. white and e.a locke, "problems with the pygmalion effect and some proposed solutions", leadership quarterly, vol.11, no.3, pp. 389-415
2.https://en.wikipedia.org/wiki/Pygmalion_(mythology)
3.rosenthal ve jacobson, 1968
Tags