Sabit Kur Rejimine Geçmek Krize Çözüm Olabilirmi?
Ekonomi bilgisi pek olmayan insanların ilk duyduklarında kulağa hoş gelen bir sistemdir.Finansal sistemin nasıl işlediğini bilmeyenlerce savunulabilecek sistemdir.Ancak madalyonun öteki yüzü pek aynı değil maalesef.Bu konuda herkesin anlayacağı dilden en iyi şekilde analiz eden Mahfi Eğilmez oldu.Yazısını aynen sunuyoruz.
Türkiye Sabit Kur Rejimine Geçebilir mi?
Kur Rejimi Nedir, Kaç Çeşit Kur Rejimi Vardır?
Kur rejimi; bir ülkenin kendi
parasını yabancı paralarla değer açısından ne şekilde ilişkilendireceği
konusunda izleyeceği yöntemin adıdır.
Her paranın bir iç değeri, bir de
dış değeri vardır. Bir paranın iç değerini o paranın ülke içindeki kullanımı ve
satın alma gücü belirler. Paranın iç satın alma gücü yurtiçinde satılan mal ve
hizmetler karşısında sürekli olarak düşüyorsa para içeride değer kaybediyor
demektir ki buna enflasyon denir. Yılbaşında 100 TL’ye aldığınız bir sepet malı
yılsonunda 110 TL’ye alıyorsanız para, satın alma gücünü yani iç değerini
kaybetmiş demektir. Bir paranın dış satın alma gücü ise yabancı paralarla olan
ilişkisiyle ölçülür. Örneğin 1 USD = 6,0 TL dediğimizde bu eşitlik bize dolar
kurunu verir. ABD’de 100 dolara satılan çeşitli mallardan oluşan bir sepeti
yılbaşında 377 TL’ye alırken bugün 600 TL’ye alıyorsak o zaman TL, dolara karşı
çok ciddi anlamda değer kaybetmiş demektir.
1 USD = 6,0 TL eşitliğini
yazdığımızda (bu eşitliğe kur deniyor) bu eşitliğin nasıl oluştuğu sorusunun
yanıtı bizi bu eşitliğin oluşmasında kullanılan yöntemlere yani kur rejimlerine
götürür. Sabit kur rejimi ve dalgalı kur rejimi adını taşıyan başlıca iki kur
rejimi ve onlardan türetilmiş alt rejimler vardır.
Sabit kur rejiminin çeşitli
uygulanma biçimleri vardır. Sabitleme rejimi; yerli parayı yabancı
paralara belirli bir kur ile sabitleyip orada tutmak demektir. Peg rejimi; yerli
parayı belirli bir rezerv paraya ya da birden fazla paranın oluşturduğu bir
sepete bağlamaya peg etme deniyor. Para kurulu rejimi; bu da asıl olarak
peg rejimiyle aynı ilke içinde yürür, yani peg rejimi için yapılan tanımlama bu
rejim için de geçerlidir. Para kurulu rejiminin belirgin farkı, yerli paranın
basılmasının döviz girişine bağlanmış olmasıdır. Yani yerli para bu rejimde
döviz karşılığında basılmış olur.
Dalgalı kur rejimi: Yerli
paranın yabancı paralarla ilişkisinin piyasalarda (arz ve talep kurallarına
göre) belirlendiği kur rejiminin adıdır. Bu rejimde yerli paranın yabancı
paralarla olan ilişkisi gün içinde sürekli olarak yeniden belirlenir. Dalgalı
kur rejiminin farklı uygulanma biçimleri vardır. Tam dalgalı kur rejimi; dalgalı
kur rejiminde Merkez Bankası ya da başka bir kurum paranın dış değerine
müdahale etmiyorsa bu rejime tam dalgalı kur rejimi denir. Müdahaleli dalgalı
kur rejimi; dalgalı kur rejiminde Merkez Bankası kurdaki değişimlere döviz alım
satımı yaparak ya da başka yollarla müdahale ediyorsa bu rejime müdahaleli
dalgalı kur rejimi denir. Bant içinde dalgalanma rejimi; döviz kurunun
belirli bir bant aralığında dalgalanmasına bu bandın altına veya üstüne geçmesi
halinde Merkez Bankası’nın müdahale etmesi biçiminde uygulanan rejime verilen
addır.
Türkiye Uygulaması
Türkiye 1980’li yıllara gelene
kadar sabit döviz kuru rejimi uyguladı. Bu rejim, TL’nin değerinin Merkez
Bankası’nca belirlenmesi ve o değerde sabit tutulması yoluyla uygulanan
sabitleme rejimi biçimindeydi. TL’nin değerinde ortaya çıkan ve çoğunlukla
değer kaybı biçiminde olan değişiklikler genellikle bir defada ve devalüasyon
biçimindeki müdahalelerle düzeltiliyor ve bu kez yeni eşitlik yeni sabit kur
olarak belirleniyordu. Bu uygulamanın olduğu dönemlerde kimin ne kadar ve ne
zaman döviz alacağına Hazine karar veriyordu. Bu uygulama döviz yetersizliği
çekilen ve taleplerin karşılanamadığı dönemlerde (ki bu sıklıkla olurdu) döviz
karaborsası yaratıyor, yasa dışı yollarla döviz giriş çıkışı yaşanmasına yol açıyordu.
Türkiye 1980’lerde döviz
kurlarının piyasada belirlendiği ancak Merkez Bankası’nın müdahaleleriyle yön
verdiği müdahaleli dalgalı döviz kuru rejimine geçti. Bu rejim 2000’lere kadar
sürdürüldü. Kur rejimindeki üçüncü değişiklik 2000’lerde yapıldı ve 2001 krizi
öncesinde Türkiye bant içinde dalgalanma rejimi uyguladı. Bu rejim uzun süreli
olmadı ve 2001 kriziyle birlikte çöktü. Kriz sonrasında Türkiye dalgalı kur
rejimine geçti.
Sabit Kur Rejimi Bugün Uygulanabilir mi?
Sabit kur rejimi, sermaye
hareketlerinin serbest olduğu bir sistemde uygulanamaz. Yani sabit kur rejimine
geçebilmek için öncelikle sermaye giriş çıkışını denetim altına almak ve
dolayısıyla konvertibiliteden vazgeçmek gerekir. Bu da isteyenin istediği zamanda
elindeki veya banka hesabındaki TL’leri verip istediği yabancı parayı
alabilmesi olanağını kaldırır. Bu sistemde kimin ne kadar, ne zaman yabancı
para alacağına devlet karar verir. Yurt dışına para göndermek veya yurt
dışından döviz getirmek devletin iznine bağlı olur.
Buna göre Türkiye’nin sabit kur
rejimine geçebilmesi için sermaye hareketlerinin serbestliğini denetime altına
alması ve TL’nin konvertibilitesini kaldırması gerekir. Türkiye’nin dış borç
toplamı 466 milyar Dolar ve önümüzdeki bir yıl içinde bulması (yenilemesi)
gereken döviz ihtiyacı (cari açık dahil) yaklaşık 240 milyar Dolar. Böyle bir
durumda bu hamleleri yapmak Türkiye’ye döviz girişini durdurur ve döviz
ihtiyacı yüksek olduğu için de anında döviz karaborsasını başlatır. Dolayısıyla
Türkiye’nin böyle bir rejim değişikliğine gitmesi mümkün değildir.
İran nasıl sabit kura geçti?
İran’ın dış borcu 2,2 milyar
Dolar (Türkiye’nin 466 milyar Dolar.) İran’ın GSYH’si 418 milyar Dolar olduğuna
göre Dış Borç /GSYH oranı yüzde 0,5 (yüzde yarım) demektir (Türkiye’de bu oran
yüzde 54.) Öte yandan İran petrol ve doğalgaz gibi iki önemli kaynağa sahip
olduğu için dış finansman sorununu bu yoldan çözmekte pek zorlanmıyor. Türkiye
bu kaynakları ithal etmek konumunda bulunuyor.
İran hiçbir zaman sermaye hareketlerini
serbest bırakmadı, parasını (Riyal 2017 yılında alınan kararla Tümen olarak
değiştirildi) hiçbir zaman konvertibl yapmadı. Yani İran’da isteyen istediği
zaman Tümen verip Dolar veya Euro alamıyor, yabancılar gelip parasını İran
değerlerine serbestçe yatıramıyor ya da İranlılar paralarını dünyada başka
yerlerde istedikleri değerlere yatıramıyor.
Görüleceği gibi İran ile
Türkiye’nin sistemleri tamamen farklı. İran bu sistemi, küreselleşmenin dışında
kalarak sürdürebiliyor, Türkiye ise küreselleşmenin dışına çıkmadığı sürece
böyle bir sisteme geçemez. Bu saydığımız borç ve dış finansman ihtiyacıyla da
küreselleşmenin dışına çıkamaz.
Sonuç
Türkiye, sermaye hareketlerini
denetlemeye başlamadan yani 1567 Sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu’nun
en sert biçimine geri dönmeden, TL’nin konvertibilitesini kaldırmadan sabit
kura geçemez. Bunları yapsa bile yüzde 54 (kura bağlı olarak artacak)
oranındaki dış borç yükü ve yıllık 240 milyar Dolarlık dış finansman
ihtiyacıyla bu rejimi sürdüremez, karaborsa batağına batar.
Bu durumda yapılacak tek şey
mevcut riskleri hızla düşürecek siyasal ve ekonomik adımları atmaktır. Türkiye’nin
risk primi (CDS primi) tarihi rekor düzeye ulaşmış görünüyor (380 BP.) Önce dış
sorunları ele alıp çözmek ve riskleri düşürmek, ardından ekonomide bu sistemim
gerektirdiği eylemleri yapmaktan başka çözüm yolu yoktur.
Ek Bilgiler
Sermaye hareketlerinin
serbestliği; sermayenin (dar anlamda paranın) istediği zaman hiçbir
kısıtlama olmaksızın başka piyasalara rahatlıkla gidebilmesi, yatırım
yapabilmesi demektir. Küreselleşmenin temel taşlarından birisidir. Bu sistemde
isteyen parasını istediği piyasada değerlendirebilmektedir. Bir Amerikalının
parasını Türkiye’ye transfer edip Türk Hazine tahvili alabilmesi ya da bir
Türkün parasını Japon Bankasında Yen mevduatına yatırabilmesi sermaye
hareketlerinin serbestliğini gösteren örneklerdir.
Konvertibilite; bir ülke
parasının diğer ülke paralarına, adına kur ya da parite denilen bir ölçü
çerçevesinde dönüştürülebilmesi anlamına gelir. Bir başka ifadeyle eğer bir
ülkenin parasını o ülkenin bankalarına götürüp karşılığında yabancı bir ülke
parası almak istediğinizde kur denilen ölçü uygulanarak alabiliyorsanız bu
durum bulunduğunuz ülke parasının konvertibl olduğunu gösterir. Konvertibilite
söz konusuysa, kişi elindeki TL’yi getirip örneğin dolara çevirmek isterse
Merkez Bankası bu değişimi geçerli olan kurdan yapacağını taahhüt eder. Merkez
Bankası’nın bu taahhüdü, öteki bankaların ya da döviz bürolarının da aynı şeyi
yapmalarına olanak sağlar.
CDS primi; CDS, Credit Default Swap deyiminin kısaltmasıdır. CDS, bir kişi ya da kuruluşun, kredi sahibinin karşılaşabileceği alacağın ödenmemesi riskini belirli bir bedel karşılığında üstlenmeyi kabul etmesinin bedelidir. Bu çerçevede bir anlamda kredi sigortası gibi çalışır. Bir ülkenin ya da şirketin CDS primi ne kadar yüksekse borçlanma maliyeti de o kadar yüksek demektir. Çünkü bu prim ister istemez faize yansımaktadır. [1]
Dolardaki son yaşanan yükselişe devaluasyon denebilirmi?
Buna devalüasyon denemez Buna değer kaybı Amortisman (deppreciation) deniyor. Sabit kurdakine devalüasyon deniyor.[2]
Bu olayların sebebi dış mihraklar olabilirmi?
Halk ,Firmalar ve ülkelerin kendi kaderlerini büyük ölçüde kendi adımları ve kararlarıyla oluşturduğudur. O nedenle bu tür dış mihrak, dış oyun kuramlarına itibar etmeyiniz. Kendi yarattığımız risklerin kurbanı oluyoruz. Böyle ortamlarda dışarıdan atak yemek de normaldir. Evin kapısını açık bırakırsanız hırsız girer. Hırsız suçludur ama siz de kapıyı kapatmayarak ciddi bir hata yapmışsınız demektir.
Örnek olarak Amerika neden Rusya Çin paralarını düşüremiyor. Onlarda Amerika mağduru değil mi? Demek ki biz de bir şeyler yanlış. Dış güçler Masalı kendi beceriksizliklerimizi örtmekten başka hiçbir işe yaramaz.Elbette siyasetçilerin tansiyon artıran konusmaları ve gerginlikleri piyasaya yansır.Yatırımcı güvenli liman arar her zaman.Ama bu denli sert düşüşlerde sebebi devede kulak gibidir.
"Mercedes`i Amerika sokaklarından sileceğiz" sözü ne Mercedesi nede Almanya ile Avrupa`yı etkilemeyip Euro`nun değerinide düşürememiştir.Yani üretim gerekli.[3]
Peki Altın neden artıyor?
Altın yükselmiyor. Dolar yükseldiği için bizdeki altın fiyatı artıyor. Dünyada artmıyor, hatta düşüyor.
Kaynaklar,
1.http://www.mahfiegilmez.com/2018/08/turkiye-sabit-kur-rejimine-gecebilir-mi.html
2.https://en.wikipedia.org/wiki/Depreciation
3.https://www.reuters.com/article/us-usa-trump-autos-germany/german-carmakers-hit-by-report-trump-threatens-to-drive-them-off-us-streets-idUSKCN1IW0LP