Dağ nedir?Dağlar Nasıl Oluşur?
Dağ, çevresindeki karasal alanlardan daha yüksek olan kara kütlelerine verilen addır. "Dağlık" sıfatı, dağlarla ilişkili ve kaplı alanları tanımlamak için kullanılır.
Dünya'da birçok dağ olup bunların ortaya çıkış nedeni farklıdır. Bazı dağlar yerin sıkışmasıyla oluşurken bazı dağlar lavların yeryüzüne çıkıp donmasıyla oluşur. Yanardağların lavlarının kaynağı, magma denen çok sıcak kütledir.
Okyanus ve deniz diplerinde biriken kalın tortul tabakalar (jeosenklinal) kıtalarının levha birbirine yaklaşması sonucu yan basınçlara maruz kalırlar. Bu yan basınçlar sonucunda jeosenklinal eğer esnek yapıdaysa kıvrılarak yükselir ve yer yüzünün kıvrım dağlarını oluşturur. Jeosenklinal eğer sert yapıdaysa veya önceden yükselmiş kıvrım dağları tekrar yan basınçlara maruz kalırsa kırılma olur. Yükselen bölümlere horst, alçakta kalan kısımlara ise grabent denir. Yüksekte kalan horstlar dağı oluştururken, alçakta kalan kısımlar, daha sonra akarsuların gelişmesiyle ovaları oluşturur. (Ege bölgesi kıyı kesimleri. Burada yer alan boz dağlar kırılma sonucu oluşan horstlardır. Bu dağlar arasında bulun ve üzerinde aynı isimli akarsıların geçtiği bakırçay, b.menderes , ovalarında birer çöküntü (grabent) alanlarıdır.)
Türkiye’de dağlar çok geniş bir alan kaplar. Dağ; çevresine göre 600m. Ve daha yüksek kabarıklıklardır. Bazıları tek bulunurken bazıları da sıradağlar şeklindedir.
Orojenik Hareketlerle Oluşan Dağlar:
Orojenez dağ oluşumu demektir. Yan basınçla sıkışan yerkabuğu plakaları kıvrılarak ya da kırılarak engebe kazanır ve sıradağlar oluşur. Ülkemizde orojenez iki şekilde görülür.
Kıvrılma
Akarsular, rüzgârlar ve buzullar gibi dış kuvvetlerin aşındırdığı maddeler, yer kabuğunun büyük çukurluklarında biriktirilir. Bu çukurluklara jeosenklinal adı verilir.
Jeosenklinallerde biriktirilen tortul maddeler, çeşitli yan basınçlara uğrarlarsa kıvrılarak deniz yüzeyine çıkarlar. Böylece yeryüzünün büyük kıvrım dağları oluşmuş olur. Kıvrılma sonucunda yüksekte kalan kesimlere antiklinal, alçakta kalan kesimlere de senklinal denir. Avrupa’da Alp’ler, Asya’da Himalaya’lar, Türkiye’de Toros ve Kuzey Anadolu Dağları bu tür hareketlerle meydana gelmişlerdir.
Kırılma
Yer kabuğunun eskiden beri kara haline geçmiş, katılaşmış kısımları, yan basınçlara uğradığı zaman bükülüp katlanamazlar. Bu nedenle, bu gibi yerlerde kıvrılmalar yerine (bilgi yelpazesi.net) kırıklar meydana gelir. Kırıkların iki yanındaki kısım birbirine göre yer değiştirirse, bu özellikteki kırığa fay denir. Kırılma sonucunda yüksekte kalan kesimlere horst, alçakta kalan kesimlere de graben denir. Türkiye’de, en yaygın horst ve graben sistemi Ege Bölgesi’nde bulunmaktadır.
Volkanizma ile oluşan dağlar: Yerin derinliklerindeki mağmanın yerkabuğunun zayıf ve çatlak kısımlarından yer üstüne çıkmasıyla oluşan genelde tek dağlardan ibaret olan dağlardır.
Not: Volkanik sahalar mineralce zengindir. O yüzden tarım arazileri de çok verimlidir. Ayrıca maden bakımından da zengin alanlardır.
Kıtalara göre dağların dağılımı
Asya'nın %54'ü, Kuzey Amerika'nın %36'sı, Avrupa'nın %25'i, Güney Amerika'nın %22'si, Avustralya'nın %17'si ve Afrika'nın %'3'ü dağlarla kaplıdır. Dünya'nın karasal kütlesinin %24'ü bütünüyle dağlıktır. İnsanların %10'u dağlık bölgelerde yaşar. Dünya'nın nehirlerinin çoğu dağlık kaynaklarca beslenir ve insanlığın yarısından fazlası su için dağlara bağımlıdır.
Diğer gezegenlerde dağlar
Tüm dağlar yalnızca Dünya'da değildir. Diğer gezegenlerde de dağlar vardır. Bunlara örnek olarak Venüs'te Gila Dağı (3 km) ve Türkiye'nin yarısına yakın bir alan kaplayan, Güneş Sisteminin en yüksek dağı Mars'taki Olympus Mons (25 km) örnek verilebilir. Bunların dışıda Ay'da 8 km ve yine Mars'ta 18 km yüksekliğindeki dağlar verilebilir fakat bu dağların yükseliklerinin ölçümü gezegenin yüzeyinden itibaren yapılmaktadır ve Mars'taki dağlar sönmüş birer volkandır. Dünya'nın en yüksek dağları olan Himalaya Dağları'ndaki en yüksek tepe Everest Tepesi ise 8.850 metre yüksekliktedir.
Dağların herhangi bir denge işlevi varmıdır?
Dağların hiç bir denge işlevi olmadığı gibi, karaların ve dağ silsilesi dediğimiz yer yüzü oluşumlarının kıta hareketine göre alçalıp yükselir. Bundan 100 milyon yıl önce bugün gördüğümüz kıtalar ve dağlar yoktu, bir 100 milyon sonra da başka dağlar ve kıtalar olacak. Dolaysıyla denge noktası olamazlar zira yıllar içinde yok oluyorlar ve farklı noktalarda tekrar oluşuyorlar ve tamamen kaotik bir süreçtir.
Dağların da yer yüzünü dengeleme özelliği yoktur.Dağların sabit olmayan ve sürekli değişen materyaller olduğuna göre, kıtaların ittirmesiyle yer kabuğunun pot yapmış parçaları olduğuna göre, toplam kütlenin aynı olduğunu, dağlar, kıtalar değişse bile kütlenin değişmediğini biliyoruz. Dünya'nın kütlesi ortadayken ve uzay boyutunda denge diye bir şeyin olmadığını biliyoruz.Sürekli değişen ve kaotik bir yapının dengesi olamaz .Dengesizlik,kaos,entropi zaten tabiatı bu yapının.
Dünya'nın dönüşüne dağların hiçbir etkisi yok, zira dağlar sabit değil ve her jeolojik devirde farklıydı,Dünyanın dönüşü de sabit değil, zira çekirdekteki enerji zamanla azalıyor ve kıta kabuğu hareket ettikçe enerji boşalıyor. Dünya çok daha genç olduğu zamanlarda 1 gün 24 saat değil 10-12 saat civarıydı ve bugünden çok çok uzak bir gelecekte ise 1 gün 30 saat olabilecektir.
Dağlar düz dünya ilede uyumsuzdur
Düz dünyayı savunanlar dağları hiçbiryere koyamazlar birtürlü.Düz dünyacılara göre evren dünya üzerine kurulmuştur.Sabit bir dünya vardır ve yuvarlak dünyanın tersine Güneş ile Ay dünyanın etrafında döner.Sabit ve hareket etmeyen düz dünyada kıtaların hareketi sözkonusu olamaz.Kütleçekimede inanmayan düz dünyacılar için dağlar büyük sorundur.