Darwin'in "Yaşayan Fosili" Mabet Ağacı

0
Bildergebnis für Ginkgo (mabed) ağacı 
Darwin'in "Yaşayan Fosili" Mabet Ağacı
Charles Darwin onun için yaşayan fosil ismini kullanmış.Sudan karaya geçişteki yaşamı simgeleyen ve bu yaşama ayak uydurmuş ilk ağaçtır. 6 Ağustos 1945 günü, İkinci Dünya Savaşı sonunda, Japonya Hiroşima’ya atılan atom bombasından sonra her şey yok olmuşken 4 Ginkgo ağacı canlı kalabilmiş. Birer umut simgesi olup, ağacın ne kadar sağlam olabileceğinin en acı örnekleridir.1400 yıllık Gingko (mabed) ağacı hala yaşıyor…
Mabet ağacı, botanik adıyla Ginkgo biloba bugün yaşayan hiçbir yakın türü ya da benzeri olmayan, tümüyle kendine özgü bir ağaç… Botanikçiler bu ağacı, Plantea yani bitkiler alemi içinde Ginkgophyta dedikleri ayrı bir bölüm içinde değerlendiriyorlar. Bu bölümün içindeki sadece tek bir cinsten, yani Ginkgo’dan, tek tür olarak Ginkgo biloba bugüne kadar gelebilmiş.
Mabet ağacının biçimli yaprakları, merkezden başlayıp yukarı doğru düzgünce açılan damar dokusuyla sanki birer minik yelpazeymiş gibi görünüyorlar. 30-40 metreye kadar büyüyebiliyorlar. Hatta Çin’deki bazı ginkgoların boyu 50 metreyi aşabiliyor. Bitki hastalıklarına, zararlı böceklere karşı olağanüstü dirençliler. Milyonlarca yıl dünya üzerindeki varlıklarını sürdürebiliyor olmalarının nedenlerinden biri de bu. Çevresel koşullar ağırlaştığında, herhangi bir saldırı olduğunda yüzeyde kök ve tomurcuk oluşturabiliyorlar. 
Mabet ağaçları açık tohumlu bitkilerden. Çiçekli bitkilerden önce evrimleşmiş oldukları için erkek ve dişi üreme organları, çiçek yerine yaprak saplarında yer alıyor. İki evcikli ağaçlar bunlar; yani bazı ağaçlar dişi bazıları ise erkek…  Dişi ginkgolar kozalak üretmiyor, yaprak saplarında bulunan pedinkül adı verilen yumurtacıklardan biri döllenme sonucunda tek bir tohuma dönüşüyor. Ginkgonun başka hiçbir ağaca benzemeyen bu ilginç üreme biçimi ve farklı yapısı, pek çok açıdan bitkinin kadim geçmişine işaret ediyor ve onu adeta bir “canlı evrim laboratuvarına” dönüştürüyor. 
Çin, Kore ve Japonya’da çok sevilen ağacın buradaki bazı örneklerinin birkaç bin yaşında olduğu iddia ediliyor. Kayıt altına alınan en yaşlı ağaç ‘The Senator’ 3500 yaşında.Sara Barnes isimli bir kadın bu ağacı yakmaktan tutuklanmıştı.[kaynak
Bu yaşlı ağacın, bugün Çin’in iç kesimlerinde kalan uzak ormanın orijinal popülasyonuna ait olduğu düşünülüyor. 
Batı’da gingkoyu tanımlayan ilk kişi ise Alman doğa bilimci ve hekim Engelbert Kaempfer. Hollanda Doğu Hindistan Şirketi ile 1690’da Japonya Nagasaki’ye giden Kaempfer sayesinde Batı dünyası bu kadim ağaçların varlıklarından haberdar oluyor.  O yıllar Japonya’nın “kendini dış dünyadan izole ettiği, misyonerlerin girişinin yasaklandığı “sakoku” dönemine denk geliyor aslında. Hollandalı tüccarların girmesine izin veren Nagasaki Limanı ülkenin dış dünyayla, Batı’yla belki de tek bağlantı noktası.

Gingko Biloba Şiiri 
Japonya’ya geldiğinde,  Nakamura Tekisai’nin hazırladığı, bir nevi resimli sözlük Kinmōzu’dan faydalanarak hazırladığı Amoenitatum Exoticarum (Lemgo, 1712) adlı kitabında ginkgo da var. Ginkgo ismi Çince gümüş ve kayısı anlamına gelen iki harfle yazılıyor. Kaempfer, Latin harflerine ginkjo ya da ginkio olarak aktarılması gereken sözcüğü “g” harfini de ekleyerek, ginkgo olarak notlarına geçirmiş. Kitabındaki resmi de büyük olasılıkla kendi çizmiş.
Bir Gingko var ki o da edebiyat dünyası açısından çok çok önemli. Almanya’nın en romantik kentlerinden birinde bulunan Heidelberg Şatosu’nun bahçesindeki ağaç. Johann Wolfgang von Goethe’nin meşhur Doğu-Batı Divanı eserinde, derin bir aşkı sembolize eden “Gingko Biloba” şiiri için ilham aldığı ağaç…  Hafızasını güçlü tutmak amacıyla her gün Heidelberg Şatosu’nun bahçesinde çıktığı yürüyüş sırasında buradaki ginkgo biloba ağacından bir yaprak yiyen Goethe, belki de yaşamının en anlamlı şiirini işte bu yaprak üzerine karalamış.  Bir nehir gezisinde tanıştığı ve büyük bir aşkla bağlandığı Marianne von Willemer için… Şiir, Goethe ile sevdiği kadın gibi, bu Gingko yaprağı da aslında bir bütünden ve aynı özden gelip fakat bir türlü bir arada olamayarak ikiye ayrılıyordu.
Bir sonbahar günü Marianne’i son kez Heidelberg Şatosu’nun bahçesinde gören ünlü yazar, birkaç gün sonra şiiriyle birlikte ginkgo biloba ağacının yaprağını ona gönderecektir. [kaynak]
Ähnliches Foto 
Goethe ve Ginkgo
Şiir, bu dönemde Goethe’nin Doğu dünyasına olan ilgisinin bir uzantısı olarak görülebilir. Doğu’ya ve Doğu kültürüne ilgi duyan pek çok Batılı aydının aksine o, Doğu’ya çok farklı bir ruhsal boyutta yaklaşıyor. Bu farklılığı oluşturan en büyük unsur ise aşk… “Doğu Batı Divanı’’ mutluluk, haz, sevgi, hasret, vuslat, acı gibi duyguların karmasından oluşuyor. Ağacın yapraklarının formel yapısına referans veren dizeleri, her şeyin karşıtıyla var olabileceğini ve birbirlerini tamamlayarak bir olacaklarını öneren Taoizm ile de örtüşüyor. Goethe’ye göre iki kişi ancak aşkla bir olabilir ve birlik ancak ikilikle mümkündür.
Belki aşka dair sembolizminden belki de yapraklarının biricik biçiminden, hem Japon sanatı hem de Art Nouveau akımı için de gingko önemli figürlerden olmuş. En bilinen Art Nouveau takı tasarımcısı René Lalique’in takılarında gingko yapraklarının kadın bedenin ve diğer floral öğelerin kıvrımlarına eşlik ettiğini sıkça görüyoruz. Ayrıca Lalique farklı teknikleri ve formları bir araya getirişindeki başarıyla pek çok tasarımcıyı etkilemiş. Örneğin 1900 Paris Sergisi’nde gördüğü Lalique takılarının etkisi ile Lucien Gaillard Art Nouveau tarzına yöneliyor. Gaillard’ın stilize çiçekleri, ağaçları ve böceklerinde Japon sanatının etkileri çok net görülüyor. Hatta atölyesinde Japon ustalar çalıştırdığını da biliyoruz. Tek bir figür ile tasarladığı takıları sadelikleri ile dönemin diğer örneklerinden ayrışıyor.
Goethe’nin dizelerinde bambaşka bir anlam bulan Ginkgo’yu 1778 yılında Kuzey Amerika’ya getiren kişi ise, Londra’dan getirip kendi bahçesinde yetiştiren bitki koleksiyoncusu William Hamilton. Popülerlik kazanmasında ise 20. yüzyılın ikonik mimarlarından Frank Lloyd Wright’ın etkili olduğu söyleniyor. Giderek Amerika’nın farklı kentlerinin peyzajlarında, Wright sayesinde yer almaya başlamış. Güzel görünümü bir yana dayanıklı ağaçlar olduğu için de tercih edilir olmuş.

 Ähnliches Foto 
Hiroşima’ya atılan atom bombası ve ginkgo
Kömür nedeniyle oluşan hava kirliliğine dayanabilen bu ağaçları Amerika’da pek çok yere dikmişler. Tohumları ve fidelerinin uyarlanma mekanizması öyle güçlüdür ki, kirli şehirler de dahil olmak üzere hemen her türlü iklimde ve koşulda yaşayabiliyorlar. New York, Beijing ve başka modern şehir manzaralarında, sokaklar ve parklarda mabet ağacı sık sık karşımıza çıkar o yüzden.
Yaklaşık bin yıl önce yok olmanın eşiğine gelen ginkgo artık güvende ve bunu sağlayan da genelde türlerin yok olmasına neden olan insan. Mabet ağacı bu döngüyü milyonlarca yıldır sürdürüyor, bu da onun hayatta kalma konusunda uzman olduğunu gösteriyor. Bunun en iyi kanıtı, 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya atılan atom bombasından iki yıl sonra kavrulmuş gövdelerinden yeni filizler veren 6 ginkgo ağacı. Hem savaşın korkunç yüzü olan hem de en ölümcül doğa tahribatlarından birini yaratan bombanın merkez üssünden yarım kilometre uzakta, bir gingko ağacı anka kuşu gibi küllerinden doğdu.
Kaempfer, Latin harflerine ginkjo ya da ginkio olarak aktarılması gereken sözcüğü “g” harfini de ekleyerek, ginkgo olarak notlarına geçirmiş. Bunun da ilginç bir nedeni var aslında. Bugün hala kullandığımız Latince kökenli ikili adlandırma, binominal sistemini tasarlayan Carl Linnaeus’un ismini Kaempfer’in kitabından aldığını biliyoruz. Kaempfer’ın aslında bugünün Japoncasında olmayan bir telaffuza göre bu ismi oluşturduğu anlaşılmış daha sonra. Genç asistanı Genemon Imamura Nagazaki diyalektine sahip oluğu için… Batı dünyasında ağacın adı da böyle kalmıs.
Kitabındaki resmi de büyük olasılıkla kendi çizmiş. Kaempfer ayrıca beraberinde Hollanda’ya ginkgo tohumu da getirmiş; bugün Utrecht Üniversitesi botanik bahçesindeki ağacın Asya dışında ekilmiş ilk mabet ağaçlarından olduğu söyleniyor. Tabii zaman geçtikçe gingko ağacı Avrupa’da pek çok botanik bahçesinde, saray bahçelerinde yetiştirilmeye başlanıyor.
Bildergebnis für permian australien triassic 
Avustralya'dan bu fotoda, 250 milyon yıl önce gerçekleşen Permiyen-Triyas yok oluşunun izleri görülüyor. Bu muazzam felaket sonucu, denizdeki türlerin %96'sı, karadaki omurgalıların %70'i ve böceklerin %83'ünün soyu tükendi.
Yaşayan fosil
Ginkgo bir yaşayan fosildir. Permian (270 milyon yıl önce) çağından kalma ginkgo fosilleri ile günümüzdeki ginkgolar arasında kolaylıkla bağ kurulabilmektedir. Dolayısıyla dinozorlarla yan yana yaşamıştır. Orta Jurassik ve Krestase çağlarında ginkgo türleri çeşitlenmişler ve Laurasia anakıtası boyunca yayılmışlardır, ancak sonraları nadir bir tür haline geldikleri görülmektedir. Paleosen çağına varabilmiş tek ginkgo türü Ginkgo adiantoides olup, Kuzey Yarımküre de bulunmakta, Güney Yarımküre belirgin farklılıklar taşıyan (ve üzerinde henüz yeterince bilgi edinilememiş) bir türdeşi bulunmaktaydı. Pliosen çağının sonuna gelindiğinde, ginkgo fosilleri, merkezi Çin'de günümüz yaban ginkgolarının yetiştiği küçük bir bölge hariç, dünyanın her yerinde ortadan kaybolmuştur.
Şifa niyetine
Jama tarafından yayınlanan randomize, çift kör, plasebo kontrollü bir çalışmada 3069 yaşlı insan (gingko biloba= 1545; placebo= 1524) Amerika'da 5 farklı akademik tıp merkezinde 6 yıl boyunca izlenmiş.Demans toplam 523 katılımcıda saptanmış. Oranlar şöyleymiş: ginkgo: 277 (% 17.9); placebo: 246 (% 16.1). araştırmacılar "gingko biloba herhangi bir demans türünün gelişmesini azaltmakta etkili değildir" sonucuna varmışlar.[kaynak]
Bunama ve zihni fonksiyonlardaki bozulmayı engellediği tezinin yalan olduğu, bir kez daha, net olarak ortaya konmuştur.Plasebo ile karşılaştırıldığında, günde iki kez 120mg g. biloba uygulanması, bilişsel fonksiyonları normal ya da hafifçe bozulmuş yaşlılarda, bişilsel yıkımda azalmaya neden olmamıştır.[kaynak
Burdanda görüldüğü gibi elle tutulur bir faydası söz konusu değil.[kaynak]
En iyisi işin kolayına kaçmaktansa zihin egzersizleri gibi daha garanti yollar tavsiye ediyor kaynaklar.[kaynak]

Kaynaklar,
1.https://en.wikipedia.org/wiki/Ginkgo_biloba 
2.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19017911?dopt=Abstract
3.https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/185120
4.https://www.verywellmind.com/ginkgo-biloba-memory-and-stroke-risk-2224005
5.https://www.verywellmind.com/top-ways-to-improve-your-brain-fitness-2224137
6.https://www.dailymail.co.uk/news/article-2108028/Sara-Barnes-burned-3-500-year-old-tree-called-The-Senator-needed-drugs-doing.html 
7.https://en.wikipedia.org/wiki/Gingo_biloba
8.http://acikradyo.com.tr/botanitopya/darwinin-yasayan-fosili-mabet-agaci

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.
Yorum Gönder (0)
Our website uses cookies to enhance your experience. Learn More
Accept !