Kimyasal Parfüm Feromon Nedir-İnsan Feromonları Varmıdır?
Feromon kelimesinin sözlüklere girmesi 1950'lerden sonra olmuştur (Karlson and Luscher, 1959).[kaynak]
Dişi kelebeğin
(Lasiocampa quercus) salgıladığı bir maddenin erkek kelebekleri
cezbettiğini ve ortamda bulunan diğer kokuların bunu engelleyemediği ilk
olarak 1800'lerin son yıllarında gözlenmişse de, ilk feromon 1959
yılında bulunmuştur (Butenandt ve ark., 1959).
Yine bu keşif ilk olarak bir ipek böceği üzerinde feromon bulunması ile başlamıştır. Bir Alman araştırma ekibi bunu izole edebilmek için uzun süre çalışmıştır. Ekip, yaklaşık 500.000 dişi ipek böceğinin karnındaki bezleri aldıktan sonra ilginç bir madde bulmuştur. Bu maddeden çok küçük bir miktar bile erkek ipek böceklerinin dişileri cezbedebilmek için özel bir dans hareketine başlamalarını sağlamaktadır. Bu madde erkek bireylere bir çeşit 'yanıma gel' mesajı iletmekte ve kilometrelerce öteden bile tesirini göstermektedir. Araştırmacılar tek bir dişi ipek böceğinin kesesindeki feromonun tamamını bırakması durumunda, çok kısa sürede, birçok erkek bireyi kendine çelebileceğini hesaplamışlardır (Bu tenandt ve ark., 1959).
Benzer şekilde, bir dişi hayvanın üreme zamanını erkek hayvanlara bildirerek onları yanına çağırmasında, karıncaların sosyal hayatlarını düzenlemesinde, kraliçe arı hariç bütün dişi arıların üremelerini engelleyerek onları işçi olarak çalıştırmasında feromonların etkilerinin olduğu bilinmektedir (Wigglesworth, 1972; Demirsoy, 1995).
İlerleyen yıllarda bir çok hayvan türünde de feromonlar tespit edilmiştir. Feromonun işlevi cinsi çekim kuvveti ile ilgilidir. Feromon üzerinde yapılan araştırmalarda bu madde erkek güvelere ‘ yanıma gel ‘ mesajı vermekte ve çok uzakta bulunan güvelere etkisini hissettirmektedir. Tek bir dişi güvesinin kesesindeki feromonun tamamını bırakması sonucu çok kısa sürede 1 milyara yakın erkek güveyi kendisine çekebilmesi anlamına gelir.
Yine bu keşif ilk olarak bir ipek böceği üzerinde feromon bulunması ile başlamıştır. Bir Alman araştırma ekibi bunu izole edebilmek için uzun süre çalışmıştır. Ekip, yaklaşık 500.000 dişi ipek böceğinin karnındaki bezleri aldıktan sonra ilginç bir madde bulmuştur. Bu maddeden çok küçük bir miktar bile erkek ipek böceklerinin dişileri cezbedebilmek için özel bir dans hareketine başlamalarını sağlamaktadır. Bu madde erkek bireylere bir çeşit 'yanıma gel' mesajı iletmekte ve kilometrelerce öteden bile tesirini göstermektedir. Araştırmacılar tek bir dişi ipek böceğinin kesesindeki feromonun tamamını bırakması durumunda, çok kısa sürede, birçok erkek bireyi kendine çelebileceğini hesaplamışlardır (Bu tenandt ve ark., 1959).
Benzer şekilde, bir dişi hayvanın üreme zamanını erkek hayvanlara bildirerek onları yanına çağırmasında, karıncaların sosyal hayatlarını düzenlemesinde, kraliçe arı hariç bütün dişi arıların üremelerini engelleyerek onları işçi olarak çalıştırmasında feromonların etkilerinin olduğu bilinmektedir (Wigglesworth, 1972; Demirsoy, 1995).
İlerleyen yıllarda bir çok hayvan türünde de feromonlar tespit edilmiştir. Feromonun işlevi cinsi çekim kuvveti ile ilgilidir. Feromon üzerinde yapılan araştırmalarda bu madde erkek güvelere ‘ yanıma gel ‘ mesajı vermekte ve çok uzakta bulunan güvelere etkisini hissettirmektedir. Tek bir dişi güvesinin kesesindeki feromonun tamamını bırakması sonucu çok kısa sürede 1 milyara yakın erkek güveyi kendisine çekebilmesi anlamına gelir.
Karıncalar yuvalarını, balarıları da kovanlarını çok uzaklara gitseler de şaşırmadan bulurlar. Bazı böcek larvaları tehlike anında hemen bir araya toplanarak korunurlar. Pek çok hayvan türü yaşadıkları alan üzerinde belirgin bir hakimiyete sahiptir. Bunların yanı sıra tüm böcek türlerinde çiftleşmek isteyen erkek ve dişiler uzak mesafelerde de olsalar birbirlerini kolaylıkla bulurlar. Bu davranışlardaki ortak nokta; tümünün bir tür haberleşme sayesinde gerçekleşiyor olmasıdır. Feromon kullanarak haberleşen canlılarla ilgili verilecek bilgiler okunurken akılda tutulması gereken çok önemli bir nokta vardır. Her türün feromonal etkileşimde kullandığı formül kendine özgüdür. İçerdiği kimyasal maddeler ayrıdır. Hem bu maddeyi salgılayan hem de salgılanan madde ile iletilmek istenen mesajı algılayan canlı bu formülden haberdardır (Sade, 2007; Breithought ve Thiel, 2011).
En etkili örneklere böcekler ( insecta ) sınıfında rastlanmıştır. Bu kokular, erkeğin dişisini kilometrelerce uzaktan bulabilmesini sağlayacak kadar etkindir.
Bu güne kadar yapılan çalışmalar sonucunda pek çok feromon türü belirlendi. Böceklerin yanı sıra örümcekler, kurbağalar, sürüngenler ve memelilerin de feromon salgıladıkları bilinmektedir. Kuşlarda yani kanatlılarda ise feromon maddesine rastlanılmıştır. En çok bilinen feromonlar; uyarı feromonları, eşeysel feromonlar ve iz feromonlarıdır.
Salgılanan feromon çevredeki aynı cins hayvanlar üzerinde etkili olmaktadır. Zaten kokusuz ve uçucu maddeye sahip olan feromonlardan diğer canlılar istemeden de olsa etkilenmektedir. Feromonlar her türde farklı özelliklere sahiptir.
Bazı karınca türlerinde, koloniye saldırı durumunda, Asker bireyler tarafından salgılanan feromonlar bir alarm niteliği taşır ve kolonideki diğer bireyleri bu bölgeye çekerek düşmanla savaşmaları yönünde uyarır.
Bazı literatürlerde 1000 ‘in üzerinde feromon çeşidinin bulunduğundan bahsedilmektedir.
Sosyal yaşayan böcek türlerinde çoğunlukla kraliçe birey tarafından salgılanan feromonlar sayesinde, koloni içerisindeki düzen sağlanmış olur. Bu nedenle feromonlara , sosyal etki maddeleri adı da verilmektedir.
Feromonlar, önceleri hormonlarla eşdeğer tutulmuştur. Hormonlar gibi az miktarda salgılanmalarına ve belirli bir yaşamsal işlevi yerine getirme görevini üstlenmelerine karşın, vücut dışına salgılanmaları onları hormonlardan ayırır.
Feromonlar genellikle türe özgüdür. Çok farklı işlevleri yerine getirenleri ve değişik bileşimlerde olanları da vardır. Yayılma yetenekleri oldukça yüksek olan feromonlar 7– 8 km gibi bir uzaklıktan bile etkili olabilmektedirler. Uzaklık, sıcaklık, rüzgâr ve nem gibi etmenler de feromonların etkisini azaltıp çoğaltabilir (Sade, 2007).
- Havaya bırakılan feromonlar
- Toprağa bırakılan feromonlar
- Koklama yoluyla etki eden eşey feromonları
- Koku yoluyla etki eden diğer feromonlar
- Afrodizyaklar
- Alarm feromonları
- Bir araya gelme-toplanma feromonları
- Eşeysel olgunluğun kontrolü ile ilgili feromonları olmak üzere işlevlerine ve bırakıldıkları ortamlara göre farklı başlıklar altında sınıflandırılmaktadır (Butler, 1967; Wigglesworth, 1972; Demirsoy, 1995).
Bu feromonların başlıcaları şunlardır.
1. İz-işaret Feromonları
Bir birey tarafından bırakılan kimyasal madde izleri, diğer bireyler tarafından sezilir ve davranışsal cevaplar verilmektedir. Bu izler koku yolu ile alınır, bazı hallerde ise tatma duygusu ile fark edilirler. İz-işaretleme feromonları havaya bırakılan izler ve toprağa bırakılan izler olmak üzere ikiye ayrılabilir (Uğur, 2002).
2. Havaya Bırakılan Feromonlar
Uçan böcekler tarafından bırakılır ve gelişmeyi etkilerler. Bu izler
koklama yolu ile etkili eşey feromonlarının çoğunu içermektedir (Uğur,
2002).
3. Toprağa Bırakılan Feromonlar
3. Toprağa Bırakılan Feromonlar
Toprağa ya da böceğin gezindiği ortamlara, örneğin bir ağacın
dallarına, yapraklarına ve bir duvar üzerine bırakılmaktadır. Feromon,
tipik olarak abdomenin ucu ya da ayaklarda bulunan bezlerden toprak
yüzeyine, gözcülük görevini üstlenen birey tarafından yuvaya dönerken
bırakılır.
Bu feromon, örneğin, isçi arılarda izi takip etmeyi uyarır ve arılar izi takip ederek gıda kaynağına kolayca ulaşırlar. İz, sürekli olarak gıda taşıyan isçi arılar tarafından kuvvetlendirilir, gıda kaynağı bitince izin kuvvetlendirilmesi de kesilir ve bir süre sonra iz kaybolur. Toprağa ve havaya bırakılan izler geçici veya kalıcı olabilir. Geçici ya da kalıcı olma, türün özelliği ile ilgilidir (Ünal, 1989; Uğur, 2002).
Bu feromon, örneğin, isçi arılarda izi takip etmeyi uyarır ve arılar izi takip ederek gıda kaynağına kolayca ulaşırlar. İz, sürekli olarak gıda taşıyan isçi arılar tarafından kuvvetlendirilir, gıda kaynağı bitince izin kuvvetlendirilmesi de kesilir ve bir süre sonra iz kaybolur. Toprağa ve havaya bırakılan izler geçici veya kalıcı olabilir. Geçici ya da kalıcı olma, türün özelliği ile ilgilidir (Ünal, 1989; Uğur, 2002).
4. Koklama Yolu ile Etki Eden Eşey Feromonları
Bazı çiftleşmemiş dişi kelebekler (örneğin, Lasiocampidae, Bombyidae ve
Saturnidae familyasının türlerinde) belirli bir uzaklıktan erkekleri
çeken kokular çıkartmaktadırlar. Bu maddeler, çiftleşmek için iki karşı
cinsiyetteki bireyleri bir araya getirmede, görme ve işitme duyularının
zayıf olduğu ve populasyon yoğunluğunun olduğu türlerde daha da
önemlidir. Eşey feromonları daha çok dişi tarafından çıkarılmakta ve
erkeği çekmektedir. Bununla birlikte, erkek birey de eşey feromonu
çıkartmakta ve dişi bireyi çekebilmektedir. Çiftleşmeden sonra bu
feromon, üreme güdüsünün körletilmesi, isçi arıların yumurta
koymalarının engellenmesi gibi faaliyetler için de kullanılmaktadır.
Koklama eşey feromonları farklı bezlerden, çoğunlukla da abdomen
bezlerinden salgılanmaktadır. Lepidoptera türlerinde bu bezler abdomen
ucuna yakın bir yerde bulunmaktadır (Sade, 2007).
5. Koku Yolu ile Etki Eden Diğer Feromonlar
5. Koku Yolu ile Etki Eden Diğer Feromonlar
Bu feromonlar bireyleri gıda kaynağına veya yuva girişi gibi özel
yerlere çekmektedir. Bu gruptaki feromonlar türe ya da topluluğa göre
özelleşmişlerdir. Bunlar tür kokusunu, cins tanıma kokusunu, topluluk
kokusunu içeren ve sosyal böceklerde bireyler arasında gıda değişimini
uyaran salgılardır. Örneğin, isçi arının kokusu bir topluluğun tüm
üyelerinde bulunan topluluk kokusudur. Bu tip feromonların kimyasal
yapısı çok iyi bilinmemekle birlikte, bazı araştırıcılar birkaçının
yapısını belirlemeyi başarmışlardır. Bunlardan biri de, bal arılarının
üzerinde gezindiği maddelere bırakılandır. Bu gibi maddeler, özellikle
isçi arının bacaklarında bulunan bezlerde oluşmaktadır (Gölcü, 1993;
Sade, 2007).
6. Afrodizyaklar
6. Afrodizyaklar
Afrodizyaklar, eşeylerden biri tarafından salgılanan maddelerdir.
Çoğunlukla erkek bireyler tarafından oluşturulmaktadır. Bu maddeler,
eşey feromonu ya da diğer yollarla, bir araya getirilen erkek ve dişiyi
çiftleşmeye hazırlamaktadır. Eşey feromonu ile bir araya getirilmiş
bireyler arasında afrodizyak salgılanamıyorsa çiftleşme
gerçekleşmemektedir (Gölcü, 1993; Uğur, 2002).
7. Alarm Feromonları
7. Alarm Feromonları
Koklama yolu ile etki eden bir feromondur. Bu feromonlar daha ziyade
sosyal yaşantı gösteren böceklerde (karınca, bal arısı, yaban arısı
gibi) görülmektedir. Feromonlar genelde işçiler tarafından
salgılanmaktadır. Memeli türlerinde ise en belirgin alarm feromonları
yırtıcı memelilerde (kurt, köpek, çakal, tilki, aslan ve kaplan gibi)
yaşam alanlarını belirlemek amacıyla, belirli yerlere idrarla karışık
olarak verilmekte ve kullanılmaktadır (Ünal, 1989; Gölcü, 1993).
8. Bir Araya Gelme-Toplanma Feromonları
Birçok böcek korunma, çiftleşme ve diğer bazı amaçlar için bir araya gelmekte, toplanmaktadırlar. Bu tür toplanmalar, bir tek eşeyden, bir türden ya da birkaç türden oluşabilmektedir. Örneğin, sosyal yaşayan böceklerden karıncalar, arılar ve termitlerde sürekli olarak bir arada yaşamayı sağlayan feromonlar, kraliçe ve işçiler tarafından ya da diğer topluluk bireyleri tarafından salgılanmaktadır. Toplanma feromonlarının bir başka amacı, kuluçka materyalini topluca işgal etmek ya da eşlerin birbirlerini bulmasını sağlamak da olabilmektedir (Ünal, 1989; Demirsoy, 1995).
Bir türe bağlı her hangi bir birey tarafından üretilmekte, ancak hem dişi hem de erkek bireylere etki ederek aynı nitelikte uyarıda bulunmaktadır. Bu tip feromonlar kabuk böceklerinde yaygın olarak görülürler. Bu sebeple bunlara “Genel Buluşma Feromonu”’da denilmektedir (Serez ve Zümreoğlu, 2001).
Kabuk böcekleri (Scolytidae) ile Ambrosia böceklerinin salgıladıkları feromonlar üzerinde yapılan araştırmalar, feromonu yalnız bir cinsiyetin salgıladığını göstermiştir. Buna göre, yalnız dişileri feromon salan Scolytidae türleri; Dendroctonus frontalis, D. panderosae, D. pseudotsugae, Scolytus quadripinosus, ve Xyloterus lineatus’dur. Ips confusus ve I. colligraphus türlerinde ise sadece erkekler feromon salgılarlar. Kabuk böceklerinde toplanma feromonu, cinsiyet feromonunun aksine bir salgı bezinden verilmez; genelde dışkıyla dışarı verilir (Oğurlu, 2000).
9. Eşeysel Olgunluğun Kontrolü ile İlgili Feromonlar
Sosyal yaşayan böceklerin çoğunda ve bazı toplu yaşayan böceklerde
eşeysel olgunluk, topluluk içindeki bireylerin oluşturduğu feromonlardan
etkilenmektedir. Bazı türlerin olgunluğu (örneğin işçi arılar)
engellenmekte veya geciktirilmektedirler. Bazılarında da çöl çekirgesi
(Schistocerca gregaria)’nde olduğu gibi çabuklaştırılmaktadır (Serez ve
Zümreoğlu, 2001).
Böceklerde eşeyli üreme, nesillerin devamı için erkek ve dişilerin buluşmasını gerektirmektedir. Buluşma, birçok türde, salgılanan feromon vasıtasıyla olur (Oğurlu, 2000).
Erkek ya da dişi tarafından salgılanmakta ve çiftleşmek için biri diğerini çekmektedir. Bunlar uzun zincirli primer alkoller ve onların asetatı şeklindedir. Bunun örnekleri Lepidoptera takımının bazı türlerinde görülmektedir (Serez ve Zümreoğlu, 2001). Eşey feromonları Lepidopterler arasında, toplanma feromonları ise Coleopterler ve diğer böcekler arasında yaygındır (Ünal, 1989).
Bazı böceklerin önceleri sadece mikro kimyasal tekniklerle analiz edilebilen eşey feromonları, daha sonra sentetik yolla elde edilmiştir. Bunlar halen, gerek populasyon araştırması ve gerekse böceklerle mücadele amacıyla, tuzak olarak da kullanılmaktadır. Eşey feromonunun etki mesafesi ancak teorik usullerle tahmin edilebilmektedir. Çünkü bu mesafe üzerinde, feromon preparatının kullanılacağı arazinin topografyası, rüzgar ve hava akımları etkili olmaktadır (Serez ve Zümreoğlu, 2001).
Karıncalar ve arılar gibi böcek türlerinde feromonlar genellikle haberleşme , sosyal hayatı düzenleme, yardım çağırma ve üreme amacıyla kullanılmaktadır. Normal bir böcek vücudunda yaklaşık olarak 10 gr kadar feromon bulundurabilmektedir. Yapılan araştırmalarda böcekler , balıklar, sürüngen , kurbağalar , örümcek gibi canlılarda feromon tespit edilmiştir.
Böceklerde eşeyli üreme, nesillerin devamı için erkek ve dişilerin buluşmasını gerektirmektedir. Buluşma, birçok türde, salgılanan feromon vasıtasıyla olur (Oğurlu, 2000).
Erkek ya da dişi tarafından salgılanmakta ve çiftleşmek için biri diğerini çekmektedir. Bunlar uzun zincirli primer alkoller ve onların asetatı şeklindedir. Bunun örnekleri Lepidoptera takımının bazı türlerinde görülmektedir (Serez ve Zümreoğlu, 2001). Eşey feromonları Lepidopterler arasında, toplanma feromonları ise Coleopterler ve diğer böcekler arasında yaygındır (Ünal, 1989).
Bazı böceklerin önceleri sadece mikro kimyasal tekniklerle analiz edilebilen eşey feromonları, daha sonra sentetik yolla elde edilmiştir. Bunlar halen, gerek populasyon araştırması ve gerekse böceklerle mücadele amacıyla, tuzak olarak da kullanılmaktadır. Eşey feromonunun etki mesafesi ancak teorik usullerle tahmin edilebilmektedir. Çünkü bu mesafe üzerinde, feromon preparatının kullanılacağı arazinin topografyası, rüzgar ve hava akımları etkili olmaktadır (Serez ve Zümreoğlu, 2001).
Karıncalar ve arılar gibi böcek türlerinde feromonlar genellikle haberleşme , sosyal hayatı düzenleme, yardım çağırma ve üreme amacıyla kullanılmaktadır. Normal bir böcek vücudunda yaklaşık olarak 10 gr kadar feromon bulundurabilmektedir. Yapılan araştırmalarda böcekler , balıklar, sürüngen , kurbağalar , örümcek gibi canlılarda feromon tespit edilmiştir.
İnsanlarda feromonlar
Feromonlar, parfüm üretiminde de kullanılıyor. Kimya şirketleri, böcek ilaçları yapımında feromonu kullanıyor.
Araştırmacılar, feromon bazlı ilaçların üretimi için henüz erken olduğunu söylüyor. Konuyla ilgili etik kaygıları olan bilim adamları, feromonların bir reklam malzemesi olmasından ve insanların manipülasyonu için kullanılmasından endişe ediyor.
Kaynaklar,
1.https://en.wikipedia.org/wiki/Pheromone
2.http://biyologlar.com/feromon-nedir-feromon-turleri-nelerdir-
3.Video-SciShow-https://www.youtube.com/watch?v=kqftxptfm7Y